Boyayan Boyayana

İnsan hayaller kurar, plânlar yapar.

Ancak hayaller ile plânlar, aynı an da olmuyor.

Ya hayaller kuracaksın, ya da plânlar.

Hayaller kuranlar, işin kolayına kaçtıklarından, hep elleri boş, gelecekleri sonuçsuz kalmıştır.

Plânlar kuranlar, hem hayallerini gerçekleşmiş, hem de istedikleri sonuca ulaşmıştır.

Ya hayaller, ya plânlar!

Artık ne yapacağınıza bir an önce karar vermelisiniz.

Yoksa hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.

***

İnsan en büyük savaşı, kazanacağı veya kaybedeceği zamanı ve imtihanı, yalnızken, vicdanıyla baş başa kaldığı an başlıyor.

***

Yalnız kalınca düşünürsün, ezelden ebede.

Öyle bir an da başlıyor, en büyük arbede.

***

İsyan ettiren düşünceler taşıdım, ta derinden…

Neler çektim neler, bir bilsen, o ahmak, o zalimden.

***

Herhangi bir yerden gelecek ufacık bir ışığa muhtacım.

Su an elimden bir şey gelmiyor ya, işte bundandır utancım.

Belki yüzüm gülüyor, ama derinden, derinden oluyor sancım.

Kim ne derse desin, sensizlik sessizlik en büyük acım.

***

Dinlenilmeyen, anlaşılmayan, çok anlatmak mı?

Yoksa dinlenilen, özümsenerek anlaşılan, az anlatmak mı?

Hangisi daha önemli?

Bazıları, ikinci defa anlatmayı kendilerine zulüm sanıyorlar.

Hâlbuki anlaşılmayan bir konunun, ikinci defa anlatılmasında, nasıl bir zülüm ve zarar olabilir ki?

Çünkü bu duruma haiz olan niceleri var da...

***

Çeşitli entrika, zorlama ve felaket tellallığıyla karanlık tünellere girenin, ışığı görüp aydınlığa çıkabilmesi için; gören bir göz, duyan bir kulak ve anlayan bir beyin olması gerekir.

Aksi takdirde, sonu hüsran olur.

***

Bizim bildiğimiz boyacılarda, merdiven, kova, fırça olur.

Oysa şimdikilerde, ne merdiven, ne kova ne de fırça var.

Herkes boyacı olmuş, maşallah!

Boyayan boyayana.

Kerim BAYDAK

[email protected]