Yazmak için geniş zamanlar arıyorum ve yaratamıyorum. Sonra da üzülüyorum ciddiye almıyorum sevdiğim işi diye. Hâlbuki o kadar çok sevdiğim ve yapmak istediğim iş var ki...

Bazen de telefonu açmanın bile zor geldiği yaşamdan zevk almadığım anlar var. Bu iki uçta gidip gelen beni oyalamak var bir de. Anlayacağınız ağır işçiyim yirmi dört saat çalışan.

Oturdum toplu bir cevap olsun istedim mektubum aracılığıyla beni okuyanlara. Hem kendimi de ikna ederim belki zayıf hissettiğim konuda. O da şu; iletişim konusunda kendimi pek yeterli hissetmemem.

Geçenlerde sosyal medyadan arkadaşım olan ve şahsen de tanıştığım birini telefonunu isteyerek aradım. Sağ olsun o da çağrıma yanıt verdi ve konuştuk. Sohbet ederken yazılarımı okuduğunu söyledi. Arkasından da dedi ki; “Duygularını çok güzel ifade ediyorsun.”

Geri bildirimi hoşuma gitti. Fakat verdiğim yanıt özellikle telefonu kapattıktan sonra hiç hoşuma gitmedi. Yanıt şuydu; “Sevindim bunu duyduğuma. Genelde pesimist yazıyorsun diye eleştiriliyorum.”

Karşımdaki kişi duygularımın içeriği ile ilgili değil onları ifade ediş şeklimle ilgili geri bildirimde bulunmuştu. Ben ise saplantım üzerinden cevap verdim. Bunu telefonu kapattıktan sonra fark ettim. İşte iletişim hataları böyle ufak tefek olmuyor tabii çoğu zaman. Yoksa bu kadar birbirimize eziyet çektirmezdik sevgi ve onay peşinde koşarken.

Şimdi o arkadaşım aracılığıyla yazılarımı hangi nedenle olursa olsun beğenenlere teşekkürlerimi iletmek istedim. Beğenmeyenlere bir şey yok. Kusura bakmayın bende öyle. O kadar alçakgönüllü olamadım henüz.

Bir de sohbet esnasında ‘sen de benim gibi yaprak misali yaşıyorsun yaşamı’ dedi ortak yanlarımızdan birini vurgularken. Aldım cebime koydum. Pek içselleştiremesem de.

Bugün karşıma çıktı. ”Bir yaprak olduğunu hayal et. Kendini, seni taşıyan dalgaya bırak. Bu dalganın seni alıp ileriye götürmesine izin ver. Daha ileriye. Sonu mutsuzlukla biten hiçbir şey yoktur. Sen sadece sona odaklanma. O sadece yeni bir başlangıç.”

İşte ben yaşamı da yazılarımı da bu doğrultuda karşılıyorum. Dolayısıyla kör oluyorum eksikliklerime. Böyle olunca herhangi bir geri bildirimi ciddiye alıyorum. Yapabildiğim kadar da uygulamaya koyuyorum. Önceliğim her zaman içime danışmak tabii.

 Bu geri bildirimlerden bazıları kopukluklara ya da derinleşmediğime dair olabiliyor. Uzun uzadıya bunlar üzerinde durmak istemiyorum. Söylenenlerden söylenmeyenlerin de sezilmesini istiyorum. Yaşam soya soya cücüğüne ulaşacağım dediğin alanda sonsuza açılıyor ve ben o boşlukta kaybolacağım diye korkuyorum. Alt tarafı adı üstünde deneme yazıyorum. Deniyorum ve değinip geçiyorum.