Hep yaşamı ıskalıyorum duygusuyla yaşamak ne zor!Bu yaşla mı ilgili bilemiyorum, ama zamanım azaldıkça daha çok sorguladığım bir şey.

Kampta kadınlar tuvaletine iki gündür bir sokak köpeği sığındı. Belli ki güneşten ve sıcaktan kaçıyor. Her tarafı yer yer kızarıklıklarla açılmış, gözleri kan çanağına dönmüş.Kamp sahibinden yardım istedim. Bir gün bekleyelim dedi.Güneş çarpmasıysa geçer, dedi.

Bugün baktım, gözleri normale dönmüş. Fakat hafta sonu gelince ne olacak?Şimdi tek tük kişi girip çıkıyoruz ve şükürler olsun korkan, kovan yok köpeği.

Veterinere gitmemek için zor tutuyorum kendimi. Nereye gitsem hasta köpek ve kediler çıkıyor karşıma.Zaten kendi masraflarım çok bu aralar, Argos’un tedavi süreci dolayısıyla. Bir de veterinerimizin “ Lütfen belediyenin yapmak zorunda olduğu şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz.”dediği gibi, bazen kızgınlık da yaşamıyor değilim.

Ben hep hayatıma sevdiklerimi sığdırmak için o kadar mücadele verdim ki bazen kendime ne zaman sıra gelecek diyorum.Sonra da hemen savunuyorum kendimi; onlar da aslında kendine yaptığın yatırımlar. Niye ayırıyorsun onlar ve ben şeklinde.

Öyle ya da böyle tek başına yaşamak ve kendi sorumluluklarını göğüslemek, pek de beceremediğim bir şey. Özellikle de duygularımın sorumluluğunu almak o kadar çok zorluyor ki beni. Hadi gel çık bakalım işin içinden. Teşekkürler.