Türk resim sanatında manzara, natürmort gibi belli başlı türlerden biri olan NÜ resminde çıplak insan bedeninin batıdaki ressamlarda olduğu gibi Türk ressamları için bir konu olmaktan öte biçimsel bir arayışın temeli olduğunu, başlı başına bir ifade aracı olarak gündeme geldiğini duyar ve görürüz…

Öğrencilik döneminde sanatçıların önündeki en çetin sınav olan insan bedeni batı sanatının güya modernist eğilimlerini izlerken öte yandan özgün bir dil geliştirmeye çalışan pek çok sanatçı için yeni arayışların esin kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir hayalim var benim…

Bir takım aklıevvellerin güya sanat adına çıplaklığı sembolize eden ellerine aldıkları fırçalarla neymiş efendim hayal gücünü kullanan ressamlara ve heykeltıraşlara tepki gösteren, sanatını ve mesleklerini kötü kullananlar hakkında dava açmalarını hayal ediyorum…

Hani evrimciler tarafından maymun çenesi ile insan kafatasını bir araya getirip maymun-insan süsü verilmeye çalışılan ve adına da evrim teorisi denen ucube yaklaşım nedeniyle yaratılış mucizesini görmezden gelip, insan onurunu hiçe sayanlar hakkında dava açmalarını hayal ediyorum… Eğitimini en güzel şartlarda tamamlamış ahlak sahibi insani değerlerini benimseyen ilim ve irfanla büyüyen bir nesil hayal ediyorum…

Dağdaki çoban ile kendisini mukayese edip, benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi demeyen bir insan zümresini hayal ediyorum…

Dünya üretimle, küresel iklim değişiklikleriyle ve bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesini, terörün politika aracı olarak kullanılmadığı, çocukların cesetlerinin kıyıya vurmadığı, askeri darbelere zemin hazırlanmadığı, insan hakları, ifade özgürlüğü gibi hakların gerçekten evrensel olduğu toplumlara göre esnetilmediği ve şekillendirilmediği, Müslüman kanının akıtılmadığı, ekonomik gücü düşük ve açlıkla kırılan ülkelerin sömürülmediği bir dünyayı hayal ediyorum…

Güçlü bir Türkiye hayal ediyorum.

İnsan onurunda açılan ve kapanmayan yaralara karşın kim açar bu davaları işte onu hayal edemiyorum sevgilerimle….