Şu baş belâsı Korona Virüsü, artık daha da korkutucu bir hal almaya/olmaya başladı.
Her geçen gün, daha çok kurban vermeye başlıyoruz.
Biliyorum artık Korona Virüsü hakkında yazmak, insanları artık sıkmaya başlıyor; ancak bir türlü sonlanamayan, bitmeyen pandemik virüsü sürekli yazmaya mecbur ediyor bizi.
Bizler belki yazmaktan bıktık, ama insanlar bir türlü alınan tedbirlere uymama ısrarından bıkmadılar.
***
Görünen o ki, artık herkes bu illete yakalanacaktır.
Kurtuluş yok yani!
Tabiri caizse, çürük ve sağlam elmalar ayıklanıyor/ayıklanacaktır.
Ancak çürük elmalar kendilerini yok ettikleri yetmezmiş gibi, etrafında ki sağlamları da çürütüyorlar.
***
Görünmez bir düşmana karşı verilen çaba, gayret ve savunmada, artık insanlar yavaş yavaş tükenmeye, metanetlerini kaybetmeye başladılar.
Sosyal yaşamda, mevcut bir takım alanlarda ki olumsuz gelişmeler de, Koruna virüsüyle dayanışma içerisine girince/birleşince insanlar tamamen dirençlerini kaybediyorlar.
Savaşma korkusu, ekonomik alanda ki gelecek korkusu, ailesini geçindirememenin vermiş olduğu endişe ve kaygı, insanlar arasında kaybolan insani değerler/ilişkiler; moral ve motivasyon bozukluğuna, ruhi bunalımlara ve çöküntülere sebep oluyor.
Konuştuğunuz her kişide, bir ölüm korkusu ve bıkkınlık/tükenmişlik söz konusu.
Acilen bir aşı bulunmadıkça ve tedavi süreci geciktikçe, insanların patır patır hayatlarını kaybetmeleri kaçınılmaz oluyor/olacaktır.
***
Uzmanların, hekimlerin, yetkililerin ve etkililerin sürekli yapılan uyarı, ikaz ile alınan tedbirlerine ve kesilen caydırıcı para cezalarına rağmen, yine de insanlar bir türlü ders almıyorlar.
Onlar sürekli “MASKE, MESAFE VE HİJYEN’e uyun!” demelerine rağmen, insanlar uymamak için her şeyi yapıyorlar..
Her insanın başına bir kolluk kuvveti koyulamayacağına göre, her şey insanın kendisinde bitebileceği muhakkaktır.
Yitirilen bunca canlara şahit olmalarına rağmen, illa da bu illete yakalanmak için can atmalarını anlamak mümkün değil.
***
Adamın annesi, babası, yakını ölüyor, kendisi dışarıda ki her alanda görülüyor.
“Sen hastasın, neden dışarıya çıkıyorsun?” denildiğinde; “ben iyiyim, kendimi iyi hissediyorum!” diye karşılık veriyor.
Tamam, sen iyi olabilirisin, kendini iyi de hissedebilirsin; ama virüsü bulaştırdığın kişiler kendini iyi hissedebiliyorlar mı acaba?
Neden başka hayatların sona ermesinin müsebbibi oluyorsun?
Biraz vicdan, merhamet yani!
İçimizde bu durumda olan o kadar çok dengesiz, tutarsız, duygusuz, düşüncesiz insan müsveddeleri var ki!
Sabır ve tahammül, bitirme noktasına getirildi.
Vallahi bıktık artık!
***
Hafta sonu şehirde, caddeler, sokaklar boştu.
Sevindik, “ne güzel, insanlar galiba alınan tedbirlere uyuyorlar” diye.
Ancak hiç de dediğimiz gibi değilmiş!
Yalnızlıktan sıkılan ve sıcaklardan bunalan insanlar; “MASKE, MESAFE VE HİJYEN ’nin pek umursanmadığı piknik alanları ve mesire yerlerine akın etmişler.
Hâlbuki şu aşı bulunana kadar, biraz çaba ve gayret gösterip, dayanmalıyız.
Alınan tedbirlere uymalı ve uymayanları uyarmalıyız. Çünkü YAŞAMAK GÜZEL!
Kerim BAYDAK