-"İSRAİL, BM’NİN FİLİSTİN KARARINI KALE ALMIYOR BİZ NİYE ALALIM"

21. Eğitim Bayramı için Besni’ye gelen ve 2 gün etkinliklere katılan KKTC Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Erhan Arıklı, son aylarda Doğu Akdeniz’de yükselen tansiyon konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.

Güney Kıbrıs’ta birçok ülkenin deniz ve hava üssü bulunduğunu belirten Arıklı, Türkiye’nin en kısa sürede KKTC’ye Deniz ve Hava Üssü kurmasını gerektiğini söyledi.

Güney Kıbrıs’ın uluslararası güçleri ve devletleri yanına alarak bir emrivaki yapmak istediğini ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlamak için Türk düşmanlığıyla İsrail, Mısır, Yunanistan gibi devletlerle bir takım savunma işbirliği anlaşmaları yapmaya çalıştığını ifade eden Prof. Arıklı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konuda tam bir işbirliği içerisinde bulunduğunu belirtti.

Maraş konusuna da değinen Prof. Arıklı, Yeniden Doğuş Partisi olarak bundan üç yıl önce Maraş’ı İskan’a açacaklarını ilan ettiklerini belirterek, “Maraş ile ilgili Birleşmiş Milletler kararı var. 750 sayılı Birleşmiş Millet Kararı Maraş’ın İskan’a açılmasını engelliyor. Bizde dedik ki, doğru böyle bir karar var. Birleşmiş Milletlerin kararı Allah’ın emri değil, Filistin, Kudüs, Gazze ile ilgili bir sürü kararı var ancak İsrail bunların hiç birini kale almıyor, Karabağ ile ilgili almış olduğu kararları Ermenistan tanımıyor, Kırım’la ilgili kararları Rusya tanımıyor, biz niçin ısrarla sanki Birleşmiş Milletlerin kararı Allah’ın emriymiş gibi Maraş’ı 50 yıldır kapalı tutalım ve orayı çürümeye terk edelim.” dedi.

-"G. KIBRIS ULUSLARARASI GÜÇLERLE EMRİVAKİ YAPMAK İSTİYOR"

KKTC Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Erhan Arıklı açıklamalarına şöyle devam etti:

"Son zamanlarda Kıbrıs açıklarında, Doğu Akdeniz’de çeşitli uluslararası güçlerin ve büyük devletlerin hidrokarbon yatakları üzerinde bir takım çalışmaları söz konusu. Güney Kıbrıs uluslararası güçleri ve devletleri yanına alarak bir emrivaki yapmak istiyor ve Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlamak için şuanda Türk düşmanlığıyla İsrail, Mısır, Yunanistan gibi devletlerle bir takım savunma işbirliği anlaşmalarının yanı sıra orada Avrupalı petrol şirketlerine petrol aramak için imtiyaz ve ruhsat veriyor. Türkiye’de Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak için buna şiddetle karşı çıkıyor ve arama gemileriyle kendisine ait münhasır ekonomik sahada çeşitli aramalar yapıyor. Bu sebepten dolayı orada tam bir güçler savaşı var. Türkiye oradaki hakkını asla yedirme ve birilerine peşkeş çekme gibi bir durum içinde olamaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti bu konuda tam bir işbirliği içerisinde. Çünkü Kıbrıs Türklerinin de orada haklarının yenilmesi söz konusu ve netice itibariyle 1968’de kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde hem Türkler hem de Rumlar eşit haklara sahipti. Ama şimdi Rumlar Kıbrıslı Türkleri dışlayarak orada bir takım çalışmalar yapıyorlarsa ve bununla ilgili Kıbrıslı Türklerin en ufak bir söz hakkı olmuyorsa elbette Kıbrıslı Türkler bu konuda seslerini yükseltmek ve gereken cevabi çalışmaları yapmak durumundalar." 

-"45 YILDA MARAŞ, ÖLÜ BİR KENT HALİNE GELDİ"

Prof. Dr. Erhan Arıklı, "Diğer taraftan şuanda Rumları en çok rahatsız eden konuların başında Maraş’ın açılması gündeme geliyor. Maraş, 1960’lı yıllarda Ortadoğu’nun en büyük turizm merkezi olarak biliyordu ve 1974 Barış Harekatında Maraş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde kaldı, Rumlar orayı boşalttı ve gitti. O tarihten bu yana 45 yıllık süreç içerisinde Maraş, ölü bir kent haline geldi ve orada yerleşim yapılamadı. İşte bu durumda biz Yeniden Doğuş Partisi olarak bundan üç yıl önce Maraş’ı İskan’a açacağımızı ilan ettik. Bunu nasıl yapacağımızı da formüle ettik. Maraş ile ilgili Birleşmiş Milletler kararı var. 750 sayılı Birleşmiş Millet Kararı Maraş’ın İskan’a açılmasını engelliyor. Bizde dedik ki, doğru böyle bir karar var. Birleşmiş Milletlerin kararı Allah’ın emri değil, Filistin, Kudüs, Gazze ile ilgili bir sürü kararı var ancak İsrail bunların hiç birini kale almıyor, Karabağ ile ilgili almış olduğu kararları Ermenistan tanımıyor, Kırım’la ilgili kararları Rusya tanımıyor, biz niçin ısrarla sanki Birleşmiş Milletlerin kararı Allah’ın emriymiş gibi Maraş’ı 50 yıldır kapalı tutalım ve orayı çürümeye terk edelim." şeklinde ifade etti.

-"MARAŞ’IN TÜRK VAKIF ARAZİSİ ÜZERİNDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ"

Maraş’ın şuandaki değeri 100 milyar doların üzerinde olduğuna değinen Prof. Dr. Arıklı,şöyle devam etti:

"Orada binlerce konut var, yüzlerce otel var. Dünyanın o zamanki belli başlı sanatçılarının orada evleri var. Şimdi Maraş’ı öyle bir şekilde İskan’a açabiliriz ki hiç kimse bundan rahatsız olmaz dedik ve Maraş’ı Türk yönetiminde eski sahiplerinin kullanımına açalım dedik. Bunu yaparken de bir başka şey daha yapalım dedik, Maraş’ın Türk vakıf arazisi üzerinde olduğunu biliyoruz. İngilizler zamanında bu vakıf arazilerini Rumlara peşkeş çekti ve İngilizlerin bu peşkeşi tarihi belgelerle sabittir. Bunun mutlaka Türk vakıf arazisi üzerinde kurulduğunu hukuki alanda da ispat etmemiz gerekiyor." 

-"UMARIZ AİHM BU KONUDA SİYASİ BİR KARAR VERMEZ"

5 Kasım tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuyla ilgili tarafları dinleyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Arıklı, "Biz bununla ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Vakıflar İdaresi bu konuda hukuki belgelerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önüne gidecek ve Maraş’ın statüsünün, ilk mal sahibinin kim olduğunu kayıtlarla ortaya koyacak. Umarız ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda bir defa olsun hukukun sesini dinler, vicdanlarının sesini dinler ve siyasi bir karar vermez. Maraş’ın Türk Vakıf Arazisi üzerinde kurulu olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tasdik edilirse o zaman Rumlarla yeni bir konu daha müzakere etmemiz gerekecek. Onlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. "dedi.

-"TÜRKİYE BUNU ÇOK  ÖNCEDEN YAPMALIYDI"

Prof. Dr. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çalışmalarına karşıdaki koalisyonun karşı çıktığını vurgulayarak, "Türkiye’de de belli gruplar Türkiye buna karşılık Kuzey Kıbrıs’a hem deniz hem de hava üssü kurmalıdır diye ifade ediyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz? Elbette katılıyorum. Türkiye bunu çok önceden yapmalıydı. Türkiye şuanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile coğrafi yakınlığı dolayısıyla bu üs kurmaya pek ihtiyaç duymadı. Güney Kıbrıs’ta birçok yabancı devletlerin üssü var. Bu saatten sonra Türkiye’de üs kurmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü müzakereler devam ediyor. Yarın müzakereler bir noktaya gelirse oradaki üsler Türkiye’nin kazanmış hakkı olur. Yani 1960’da nasıl ki İngilizler orada Ağrator ve Dikelya üslerini almıştı ve anlaşmada benim üslerime dokunmayın dediyse Türkiye’de orada kuracağı hava ve deniz üssünü benim üslerime dokunmayın diye anlaşmaya koydurabilir ve orada bir mevzi kazanmış olur. Biz konuda Türkiye Cumhuriyet yetkililerine defalarca telkinde bulunduk. Zannediyorum 20 Temmuz tarihinde Milli Savunma Bakanı bütün kuvvet komutanlarıyla Kıbrıs’a geldi, orada dört günlük bir ziyarette bulundu, birçok incelemeler yaptı. Bu konuda yakın bir tarihte adım atılacağını umut ediyoruz.” diye konuştu.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha