Dün bir arkadaş önerisinden yola çıkarak, yeni kitap aldım. Daha doğrusu piyasada olmadığı için, sipariş verdiğim kitabı aldım.

Danell Jones’ dan “ Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri”.

Sadece önsözünü okudum henüz. Burada Virginia Woolf’ un, “ Kendine Ait Bir Oda “ adlı eserinden aktarılan tespiti beni etkiledi:

“Zihninizde yarattığınız dünyanın tek bir parçasını, tek bir rengini, elinde gümüş çaydanlığıyla bir başöğretmenin ya da cetvel tutan bir profesörün sözüne uymak adına gözden çıkarmak en aşağılık ihanettir.”

Umarım, elimdeki kitap da bana böyle özgürce girip çıkabileceğim kapılar açar inşallah. Hayırlısı.

Asıl buraya nasıl geldim, o süreci paylaşmak istiyorum sizinle.

Oğlumun evlenmesi ile yeni bir role daha adım attım; “Hanımanne” rolüne. İlk istemeye gideceğiz, annem başta olmak üzere, üzerimde oluşturulan baskı sonucu; hanım hanımcık bir elbise, ceket, ayakkabı, çanta aldım. Renkler de pastel. O kıyafetleri daha sonra bir grup toplantısında da giydim ve saçımı da topuz yapıp pastel tonlarda bir makyajla tamamladım. Duruşum da oldukça mesafeli derken; edebiyatçı olduğumu bilen gruptan bir arkadaşım, bu görüntü karşısında bana geri bildirimde bulundu:

“Sen edebiyatçısın, tanıyorsundur aynı Virginia Woolf’ a benzemişsin.” Dedi.

Şükürler olsun, adı tanıdık gelse de bilememekten duyduğum utançla (her kitabı, her yazarı bilmem gerekirmiş gibi bir takıntım vardır)kızarıp bozarsam da:

“Adını duydum ama görüntü oluşmadı zihnimde. Eserlerinden söyleyebilir misin? Belki çıkarabilirim.”

Dedim.

Ortam uygun olmadığı için sanırım, “Sonra araştırırsın. “ dedi ve gitti.

Beni aldı mı bir merak. Hemen araştırdım. Fotoğraflarda gerçekten benzerlik var, tarz ve görüntü açısından. “Yerinde bir tespit. “ dedim içimden.

Merakım daha da arttı ve yaşam öyküsünü okudum. İntiharla yaşamını sonlandırması beni ürküttü. Çünkü yazarlar da dâhil sanatçıların sınırda dolaştıklarına dair önyargım tetiklendi. Korktum ve uzak durdum.

Uzun bir aradan sonra, bu korkumun üzerine gitmeye karar verdim. Geri bildirimde bulunan arkadaşımdan öneri istedim. Bu yeni aldığım kitabı önerdi. Uzun süre aradım, bulamadım. Ben de aynı yazarın “ Dalgalar “ adlı eserini alıp okudum. Zorla da olsa bitirdim. Bilinç akışlarını sevsem de ruhumu sıktı. Fakat elime aldığım kitabı bitirmem gerek gibi bir inanca sahip olduğum için, bitirdim.

Şimdi yeni kitabı okumaya devam. Bakalım yolumuz nereye çıkacak? Ben, beni tanımak adına; beni etkileyen geri bildirimlerin ucunu bırakmıyorum. Gerçekten beni, yeni benlere götürüyor. Küçük ipuçları çektikçe geliyor, geliyor ve merakımı iyice uyandırıyor. Bu merak da beni hayatta tutuyor.