Hani çok kızgın olduğunda bazı insanlar “ Tanrı’ ya yakın bana uzak olsun!” derler ya, pek doğru dürüst algılayamam onu. Birkaç kez duymuşluğum var. Bu aforizma bana gündeme uygun olduğunu düşündüğüm bir aforizmayı çağrıştırdı birden.

“Başkalarına yakın kendine uzak” olmak.Kendim için bunları hissettim bu coronalı günlerde. Ters köşeden gol gibi geldi. Çünkü tam dokunmalara alışıyorum, kocaman kucaklarla sarılıyorum derken nereden çıktı şimdi bu dedirtti bana.

Şimdilerde malumunuz her şey dijital ortamdan yürütülüyor. Sanal demeye dilim varmadı çünkü gerçeğimiz oldu. Böyle olunca sohbetler sınır dışına da taştı. Bağlantımın koptuğunu düşündüğüm kişilerle öyle ya da böyle gruplar içinde temasım arttı. Bir de baktım ki hallettim dediğim şeyler canımı yaktı.

Hadi bakalım sar başa.Dedimdi dediydi, olduydu olmadıydı gibi sabaha kadar o kişilerle sohbetler… Uykusuz geçen geceler.Bunun için miydi bunca emek diye kendime kızgınlıklar, neyi niçin yaptığımı unutturdular bana. Bakalım.

Yatağımın içinde yine bir sürü kişiyle sohbet ederken zihnim, bir de baktım ki güneş ışıkları aydınlığa boğdu beni. Her sabah yapar bu oyunu. Fakat ben de bu çağrıya boş değilimdir. Ondan önce uyanır, çayımı demler, kalemimi elime alırım, katılmaya hazırımdır. O geldiğinde bütün karanlık düşünceler dağılır ve ben bir kez daha anlarım ki şimdi kendimle baş başa kalma zamanı. Sıcacık bir buluşmadır bu.

Neden sıcaktır? Çünkü henüz havalar serin.Sıcak yatağımın içinde üşüyen ayaklarım, sırtımda hırkam, önümde beni aydınlatan ve ısıtan güneşim… Harika! Elimde bazen ışık deliklerini seçmemi kolaylaştıryor diye kanaviçem bazen de belki bir şeyler çalınır diye kalemim.”Ya nasip!” diye oltamı atıp bekliyorum.

Malum coronalı günlerde öyle iç açıcı şeyler yazası gelmiyor insanın. Efendim! Ne dediniz? “ Aman canım sen hep böyleydin, senin coronasız halini de biliriz.” demeye mi getiriyorsunuz? Anladım.

Eh, o zaman ben de bugün bir konuşmada geçen anıyı aktarayım size. Lafı uzatmadan hemen özünü vereceğim.

“Köyün delisi kabul edilen tiplerden biri, köprüyü tanıtmak için rehberin durduğu guruba katılmış. Kendince bildiklerini anlatmış. Rehber onu incitmeden nasıl memnun edeceğini düşünürken, o el işaretleriyle bir sigara istemiş.Rehber de fırsat bu fırsat deyip koşup arabanın torpido gözünden bir paket sigarayı kapmış gelmiş. Uzatmış. Köyün delisi kabul edilen tip, itiraz etmiş.”Hani sohbet ediyorduk ya, onun için istedim. “ demiş. Utanmış rehber.”

Kıssadan hisse, sohbet ediyoruz ya gerisi bahane demeye getiriyorum ben de. Şimdi atölyedeki arkadaşlarımın “ Okuru aptal yerine koymayın, gereksiz açıklamalar yapmayın.” dediğini duyar gibi oluyorum. Fakat ben de tersine işlediği için yazdım, lütfen kimse üzerine alınmasın. Kendini aptal gibi hisseden benim. Konuşurken çok sık “ Anlatabildim mi?” dediğimi fark ettim. İletişimi çok önemsiyorum. Hata yapıp aynı acıları çekmemektir telaşım. Buraya da son zamanlarda ortaya çıkan “ Yanındayım. “ anlamını taşıyan imojiyi koyduğumu varsayın.