Caddeden aşağı doğru indiğimizde dikdörtgen şeklinde çok geniş bir meydana ulaştık. Meydanın çevresi eski taş yapılarla çevrelenmişti. Bazı yapıların cepheleri ise heykellerle süslenmişti. Bu yapıların içinde en çok ilgimi çekense önündeki bayraklara bakılırsa resmi bir yer olduğu izlenimi veren bir binaydı. Bu binanın oldukça yükseklik bir saat kulesi bulunuyordu aralara da küçük heykeller serpiştirilmişti.

Birbirine bitişik iki binanın arasındaki ufak bir tünel gibi görünen boşluktan geçip bu kez daha küçük bir meydana çıktık. Meydanın sağ tarafında otel ve mesken olarak kullanılan taş binalar yer alırken, sol tarafında önündeki kaldırıma masalar atılmış çok miktarda küçük kafe yer alıyordu. Hıncahınç dolu bu kafelerde tüketilen içki ise tahmin edeceğiniz gibi yüzlerce çeşidi olan Belçika birasıydı. Rehberimizin kafe müşterileri ile yaptığı küçük bir röportaj sonucunda bu çok çeşitli biraların farklı bardaklarda servis edildiğini öğrendik.

Biraz daha aşağı inince bu kez önümüze girişte gördüğümüz nehir çıktı. Yemyeşil durgun bir su gibi görünen nehrin üzerinde yüzen bol miktarda kuğu dikkatimizi çekti. Dörtyüz, beşyüz yıllık geçmişlerine rağmen hala dimdik ayakta duran taş binaların arasında dolaşırken Belçika dondurmasının da tadına bakmayı ihmal etmedik. Motorlu araçların yanında bisiklet kullanımının yaygınlığı da dikkatimi çekti.

Daha sonra şehirden ayrılıp, otelimizin bulunduğu yeşillikler içindeki banliyöye ulaştık. Otelimize yerleşip, bir şeyler yedikten sonra küçük grubumuzla birlikte bulunduğumuz bölgeyi gezmek istedik. Henüz hava yeni kararmaya başlamasına rağmen sokaklar bomboştu. Lüks villaların yer aldığı sokaklarda çıt çıkmıyordu. Tek tük araç geçiyordu. Bölgenin tek marketi olduğu söylenen küçük dükkan gibi yer kapalıydı. Evlerin genellikle alt katlarındaki bir odadan zayıf bir ışık sızıyordu. İstanbul’da yaşayan biri olarak sessizlik ilk anda hoşuma gitse de, böyle bir yerde yaşamak istemeyeceğime karar verdim. Temiz geniş caddeleri , bakımlı bahçeler içindeki lüks evleri ile güzel ama ruhsuz bir yer izlenimi uyandırdı bende.