Dünyanın ve ülkemizin başına musallat olan bir mikrop hızla can alıyor, sevdiklerimizi,yakınlarımızı bir bir kaybettik,kaybediyoruz!...

Düşünün her gün 250 belki daha fazla insan ölüyor ülkemizde, her zaman dediğim gibi savaşta bile bu kadar insan ölmemişti!...

Daha ne kadar öleceğiz, ölümler bu kadar sıradanlaştı mı, ya da kanıksadık mı?...

Dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı ülkelerinde COVID-19’a karşı aşılanmalar başladı.

Avrupa’da ilk başlayan İngiltere oldu. Diğer ülkeler de takip ediyor.

ABD’de ilk aşılar yapıldı bile. Hatta ABD’de başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak olan Seçilmiş Başkan Joe Biden kameralar önünde canlı yayında Corona virüsü aşısı oldu bile!...

Bakın Sağlık Bakanı Sn. Koca aşı 11Aralık'ta gelecek demişti. Hatta bir kaç gün gecikebilecek denildi, sonra 24 Aralık gibi söylemler kamuoyuna yansıdı.

Daha sonra bizim aldığımız aşının 3. Faz çalışmaları henüz açıklanmadığı için aşı “resmen” kimseye yapılmıyor denildi.

Benim üzüldüğüm nokta ,Bakanlığın şimdiye kadar bu ön hazırlığı yapması gerekmiyor muydu?....

İlk etapta üç milyon doz önce sağlık çalışanlarımıza,

Tabii öncelik, önceden belirlenen risk gruplarında.

İkinci aşama 65 yaş üstü deniliyor ama aşı yok ortada!...

Durum böyle iken,

Ülkemizde aşı neden hala belirsizliğini koruyor?..

Şimdi haklı olarak,bu ülkenin bir vatandaşı olarak şu soruyu sormak zorundayım, Türkiye neden aşıda geç kaldı?....

Diyeceksiniz hangi konuda geç kalmadı ki!...

Ya da ;

Aşı meselesi neden hala gizemini koruyor???

Eminim halkımızın da soracağı soru şu;

Aşılar geldi mi, gelmediyse Ne zaman gelecek?

Covid-19'un bazı ülkelerde mutasyona uğrayıp bulaşma hızının artması nedeniyle ülkeler hızla yeni tedbirler almaya başladılar, çalışmalarını yeniden gözden geçirdiler. Şu ana kadar yetkili kurumlardan onay almış dört aşı var: Pfizer-BioNTech, Moderna, Astra-Zeneca ve Rusya'daki Gameleya Enstitüsü'nün üretimi olan Sputnik V aşısı…

Bize gelince, ülkemiz ilk Çin aşısına onay veren ülke oldu. Neden sadece Çin aşısı? Halkın bu konuda çekinceleri var.

Bakın günlerdir Coronavirüsle mücadele eden biri olarak söylüyorum. Bu Virüse yakalanıp ilaç içmeyen çok hastaya tanık oldum, ortalıkta dolaşan bilgi kirliliğinin kurbanı olan, ilaç içmediği için fenalaşıp hastaneye kaldırılan AMA ne yazık ki kurtarılamayan o kadar insanımız var ki!..Biz bu ilaçların mutlaka içilmesi konusunda bile halka Güven vermemişiz. Aşı konusunda güven verebilecek miyiz?...

İşte bu noktada da halka Güven verilmesi gerekiyor.

Sağlık Bakanı Sn. Fahrettin Koca, bu ayın başında Çin şirketi Sinovac'ın geliştirdiği aşının ilk partisinin 11 Aralık tarihinde geleceğini ve ruhsat için gereken incelemelerin yapılacağını belirtmişti. Bakan Koca “Aralık sonuna doğru yoğun bir şekilde aşı yapmaya başlamak istiyoruz. İnaktif dediğimiz, daha önceden teknik olarak iyi bildiğimiz, yan etkisinin de az olduğunu düşündüğümüz aşıdan 50 milyon dozluk sözleşme imzalandı” demişti. Bakan ayrıca Pfizer-BioNTtech ile, başlangıçta 1 milyon, tamamında da 25 milyon doz aşı alabilmek için görüşme halinde olduklarını söylemişti.

Ancak aradan geçen günlere karşın Sinovac'ın ürettiği aşının ilk partisi gelmedi. Gecikmenin nedeni ve hangi tarihte geleceği konusunda bir açıklama yapılmadı. Ayrıca bu aşıyı getirecek firmanın adı ve aşının doz fiyatı -ısrarlı sorulara karşın- kamuoyuna duyurulmadığı yazıldı,çizildi.

Usta Yazar, Araştırmacı Gazeteci Sn. Uğur Dündar'ın Twitter'da yaptığı bir paylaşımda, Sağlık Bakanı Sn. Koca'ya sorduğu soruları ben de bu köşede yinelemek isterim,

"Çinli Sinovac Şirketinin Brezilya'daki faz-3 çalışmaları sonuçlanmış olmasına karşın, resmi raporlar niçin yayımlanmadı?

2-Türkiye'deki faz-3 deneyleri neden durduruldu?

3-Faz-3 sonuçları açıklanmadan Türkiye'de aşılama başlayacak mı?.."

Bu sorunların mutlaka cevap bulması gerekiyor.

Bakın elbette ülke olarak bu zorlu süreci iktidarıyla,muhalefetiyle hep beraber aşacağız, fakat bizim ülkeyi yönetenlerden beklentimiz; aşı bilmecesinden bu halkı aydınlatmaları, yaptıkları doğru ve yanlışları halkıyla paylaşmalarıdır.

Sağlık Bakanı bu güveni ilk başlarda vermişken neden bu güven güvensizliğe terkedildi?...

Bu çok da zor değil ,geçtiğimiz günlerde Almanya'nın başbakanı Angela Merkel yaşlı gözlerle halkına bir konuşma yaptı,halk onu dinledi ve içtenliğine inandı.

Çok üzgünüm” dedi. “Çok üzgünüm, zira hayatını kaybedenlerin sayısı 596'ya ulaştı. Bunu kabul etmem mümkün değil. O nedenle 10 Ocak tarihine kadar sürecek 26 günlük tam kapanma kararı aldık. Bu süreçte sosyal devlet olmanın gereklerini eksiksiz yerine getireceğiz…”

Tam kapanma demişken, bu konuda ülkeyi yönetenlere çok çağrıda bulundum, hatta bu konuyla ilgili duyarlı gazeteci arkadaşlarımız da yazdı fakat nafile!...

İşte bizim ülkemizde de siz evde kalın, sizin canınız, sağlığınız benim için çok önemlidir, Ben Sosyal devlet olmanın gerekliliğini yaparım diyen ülke yöneticilerine ihtiyaç var.

Ben, halkım için varım, halktan bir şey gizlemeyen, halka karşı şeffaf olan yöneticilere ihtiyaç var!...

Evet, sağlık konusu siyaset üstüdür, dilerim aşı konusundaki belirsizlikler bir an önce giderilir.

Bu ölümlerin önüne bir an önce geçilir.

Değerli okurlar, zorunlu olmadıkça kuralları gevşetmeyin, görünen odur ki iş başa düştü, kendinize çok dikkat etmeniz gerekir !...25.12.2020

#Aşı

Fatma Ulubey