Ben ve arkadaşlarım günlük hayatın ritmini kırmak için her gün yüzlerce ziyaretçinin ziyaret ettiği mükemmel bir turistik yer olan peygamberler şehri Şanlı Urfa’ya geçen hafta içi bir günlük gezi yapmaya karar verdik.

Saat 09:00 civarıydı henüz sabahın erken saatleri olmasına rağmen yaklaşık 40 derecelik bir sıcaklık altında Adıyaman’dan Şanlıurfa’ya doğru arabayla yola koyulduk ve nihayetinde Urfa şehir merkezine birazda navigasyonun yardımıyla çok şükür ki varmıştık.

Hava oldukça sıcaktı ve hemen aracımızı park edebileceğimiz bir yerler aradık ve nihayetinde kavisli ve yüksek bir yerlere aracımızı bıraktık. Bundan sonrasını yürümek gerekiyordu. Sokaklar dar, evler ise genellikle kesme taşlarla örülüydü. Yollar ise Arnavut kaldırımı benzeri taşlarla diziliydi. Mistik havası ve farklı atmosferi insanı hemen içine çekiyor ve şehrin tarihi ve doğası gerçekten çok güzel gözüküyordu.

İlk uğrak yerimiz Şanlı Urfa’nın en turistik yerlerinden biri olarak kabul edilen kutsal balıklı gölüydü. Etrafı yerli yabancı turistlerle doluydu. Gelen turistlerin bir kısmı kutsal olarak kabul edilen balıkları yemlerken, kimileri ise 40 derecenin üstündeki sıcak havaya rağmen bol bol fotoğraf çekiyordu.

Havası öyle kuru ki Ağustos ayının sıcağında dudaklarınız bir kaç saatte kuruyup çatlayabilir. Sürekli sıvı tüketmenizi tavsiye ederim. Bizde öyle yaptık sürekli elimizde su petleriyle su içip durduk. Arap ikim ve kültürünün doğal etkisi kendisini her yerde hissettiriyordu.

İkinci uğrak yerimiz kapalı çarşılarıydı. Burada erkekler zaman zaman şalvar, kadınlar ise rengârenk entariler ve kara çarşaf giymeyi tercih ediyordu. Urfa çarşılarındaki manifaturacılarda görebileceğiniz en güzel şeylerin başında rengârenk kumaş topları ve gözünüzün alabileceği kadar sıra sıra dizili acı isot satışının yapıldığı baharatçılarıyla doluydu. Gez gez bitmiyor.

Sıcaktan dilimiz damağımıza yapışmışken bir bardak buz gibi meyan şerbetinin yerini ne tutabilir ki? Karşımızda duran şerbetçiden birer bardak meyan şerbeti vermesini söyledik. Bir güzel yudumlayıp içtikten sonra dayanamayıp birer bardak daha içtik. O sırada yanımıza yaklaşan birini fark ettik. Bize dönerek nerelisiniz diye sordu. Bizlerde Adıyamanlıyız bugün buraya gezmeye geldik deyince. Cebindeki 10,00 TL’yi uzatarak şerbetçiye abi bu arkadaşlar bizim misafirlerimiz ücretini benden kes deyince, bizlerde ya, yok kardeş ne demek lafımı olur. Sağ olasın deyip kibarca ret ettik ve adam yanımızdan ayrıldı. Şerbetçi bizlere dönerek bu kişiyi tanırım fakir birisidir. Deyince hep birlikte şaşırmıştık. İsmini dahi bilmediğimiz bu kişinin cömertliği bizleri derin bir düşünceye sevk etmişti.

Kültürel olarak her toplumda insanlar aynı davranmaz. Ancak genellemem beni hiç yanıltmadı. Teşekkürler güzel insan. Rabbim senin gibilerin sayısını arttırsın inşallah.

Sıcak havanın etkisiyle artık yürüyecek halimiz kalmamıştı. Oturacak bir yerlere ihtiyacımız vardı. Karnımız acıkmış ve çokta yorulmuştuk.

Bu defa uğrak yerimiz eski hamam şimdi ise sembol ciğer ve kuşbaşı salonu diye adlandırılan iş yeriydi. Mekân eski bir hamam, oldukça büyük ve hoş bir yerdi. Hamam kısmını özel odalar olarak düzenlemişler. Garsonları oldukça kibar ve güler yüzlü. İçeriye girer girmez buz gibi klimanın etkisiyle olacak ki hemen mayıştık ve bizlere gösterilen yere oturduk. Urfa’nın en bilinen kebap türlerinden ciğer ve patlıcan kebabını yemeden olmazdı. Hemen sipariş ettik. Çok kısa bir süre sonra da mezeleriyle birlikte servis geldi. Bir güzel afiyetle yedik. Çay ikramından sonra da bu mekândan memnun ayrıldık.

Hemşerimiz İHA temsilcisi Şinasi İNAN’ı ziyaret ettik. Güler yüzüyle bizleri kapıda karşıladı. Yemek teklifinde bulundu. Bizlerde yemek yedik deyince azda olsa sitem etti. Hoş sohbet ettik. Ardından çayımızı yudumlayarak hasret giderip, ofisinden ayrıldık. İnsanların bu gibi yerlerde tanıdık bildik dostlarının olması çok güzel. Kendisine başarılar diliyorum.

Kanal Urfa Genel Müdürü Ferhat Özer’i makamında ziyaret ettik. İlk defa karşılaştığım birisiydi sıcak ve güler yüzüyle. Bende İyi bir izlenim bıraktı.

Oradan da ayrılarak Urfa’nın tarihi mekânlarından Gümrük Hanını ziyaret ettik. Özellikle fıstıklı melengiç kahvesi çok güzeldi. Asker arkadaşım Cemal Kılıç ve gazeteci yazar Ömer Karakuş’un ağabeyi ile uzunca sohbet ettik. Artık günün sonuna gelmiştik.

Şanlı Urfa’ya defalarca geldim. Bu defaki gelişim çok daha güzeldi. Bu yerleri gelip görmek isteyenlere tavsiyem havaların daha serin olduğu aylar olan Nisan ve Mayıs aylarında gelip görmeleri. Daha gezilip görülmesi gereken çok yerler var. Elbet bir güne sığdırmak mümkün değil. En az üç gün gerekli. Her türlü otel ve konaklama yerleri mevcut ve sürekli olarak gelişen bir şehir.

Tüm kalbimle darısı ilimiz ADIYAMAN’ a olsun inşallah.

Şanlı Urfa inanç turizmi açısından önemli bir şehir. Her karış toprağı ayrı bir hikaye ve bu yerin insanları kendi örf ve adetlerini koruyarak yaşamaya devam ediyorlar. Buradan gazeteci arkadaşlarım Ömer Karakuş ve Yılmaz Çoban ile birlikte güzel duygu ve temennilerle ayrılarak Adıyaman’a doğru yol aldık. Esenlikler dilerim.