16 Nisan’da referanduma sunulacak olan anayasa değişikliğinin 8. Maddesinde aynen şöyle deniliyor.
“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. 
Yürütme yetkisi cumhurbaşkanına aittir. 
Cumhurbaşkanı devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini temsil eder.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir.
Üst düzey kamu yöneticilerini atar ve görevlerine son verir. 
Miller arası Antlaşmaları onaylar ve yayınlar” deniliyor.

Anayasa da yapılan bu değişiklikle başkanlık sistemine geçiliyor. 
Nitekim Erdoğan18 Şubat 2017 günü Elazığ’da yaptığı konuşmada Biz ABD’deki gibi çift kamaralı yapmıyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yetkileri tek elde toplanacak. Cumhurbaşkanlığı ile başbakanın gücü aynı kişide birleştiği için artık çekişme, çatışma ve kriz çıkmayacak” dedi.

Açık, net ve herkesin anlayacağı bir şekilde, anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yetkilerinin tek elde toplandığı başkanlık sistemine geçileceğini söyledi.

Erdoğan Elazığ’da bir şeyin daha söyledi. “Cumhurbaşkanı adayı olacaksın, kurucusu olduğun partiden ilişiğin kesilecek. Neymiş? O, tarafsızlığı getirirmiş. Bir insanın karakterinde, tarafsız olmak diye bir şey olur mu? Olmaz. Gerçekçi olmak lazım” dedi. Açık açık tarafsız olmayacağını, toplumu benden olanlar, benden olmayanlar diye iki ayırarak yöneteceğini söyledi.

Sevgili yurttaşlar, referandumda anayasa değişikliği kabul edilirse:
• Başkanlık sistemine geçilecek. 
• Başkan ülkeyi tek başına aldığı kararlarla yönetecek. 
• Başkan, başkan yardımcılarını, bakanları atayacak. 
• Başkan, kanun yapacak.
• Başkan, temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına ve geçici olarak kaldırılmasına karar verebilecek. 
• Başkan, istediği zaman ülkede olağanüstü hâl ilan edebilecek 
• Bütçeyi, tek başına başkan yapacak. 
• Yatırımlara, başkan karar verecek. 
• Ne kadar vergi toplanacağına, başkan karar verecek.
• Anayasa mahkemesinin üyelerini, savcıları ve hakimleri başkan atayacak.
• Genel Kurmay başkanını, başkan atayacak. 
• Üniversite rektörlerini, dekanları, başkan atayacak.
• Müsteşarları, Valileri, kaymakamları, daire müdürlerini, başkan atayacak. 
• TBMM, başkanın emrine girecek. 
• Başkan istediği zaman, Meclis’i feshedebilecek. 
• Seçimin ne zaman yapılacağına, başkan karar verecek. 
• Büyük elçileri başkan atayacak.
• Uluslararası sözleşmeleri başkan yapacak.
• Eğer bir ülke ile savaşa girilecekse ona başkan karar verecek.
• Eğer başkanın partisine oy vermediyseniz, bir kararname çıkartarak köyünüzü ve ilçenizi ortadan kaldırabilecek. Tarlanıza, bağınıza bahçenize el koyabilecek. Bunun önünde hiçbir engel yok.

Anayasa değişikliği 8 maddesi ile yapılan değişiklikler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yetkileri tek elde toplanacak. Cumhurbaşkanlığı ile başbakanın gücü aynı kişide birleştiği için artık çekişme, çatışma ve kriz çıkmayacak” açıklaması ile söyledikleri başkanlık sistemi değil de nedir.

Anayasa değişikliği ile rejim değişikliği yapılmıyor, başkanlık sistemi getirilmiyor demek, bu ülkede benden başka aklı olan yoktur demektir. Halka ve halkın aklıyla alay etmektir.

Anayasa değişikliği gerçekleşir, açık açık tarafsız olmayacağını, eşit ve adil davranmayacağını, toplumu benden olanlar benden olmayanlar diye ayrıştıracağını söyleyen Erdoğan başkan olur ve ülkeyi tek başına aldığı kararlarla yönetirse:
Başkana ve partisine “oy vermeyenlerin” hali ne olur?
Türkiye’de huzur ve barışa kavuşabilir mi? 
İç ve dış sorunlarını çözebilir mi?
Türkiye kalkınabilir mi? 
Erdoğan 15 yıldır ülkeyi tek başına aldığı kararla yönetiyor. 
Türkiye neden kalkınmadı?
İç ve dış sorunlarını neden çözemedi?
Yoksulluk ve işsizlik sorunu neden çözülmedi? 
Türkiye neden komşularıyla ve dünya ile kavgalı?
Türkiye, 2002 öncesi yalnızca PKK terör örgütü işe mücadele ediyordu. 
Bugün Türkiye PKK, FETÖ ve DAEŞ terör örgütleriyle mücadele ediyor.
Neden terör örgütü sayısı üçe çıktı?
Türkiye enerjisini ve kaynaklarını terör örgütleri ile mücadeleye harcıyor. Yüzler yurttaşımızı, terörle mücadelede kaybettik.

EVET demek isteyen yurttaşlarımıza sesleniyorum. Halk arasında sıkça kullanıla bir atasözümüz var. “Görünen Köy kılavuz istemez” diye.

Ülkemizin, kendimizin ve çocuklarımızın geleceğini, illa ben diyen, siyaseti kendi geleceği için yapan açık açık tarafsız olmayacağını söyleyen Erdoğan’a teslim edersek, halimiz ne olur?

Anayasa değişikliğine HAYIR diyelim hem biz rahatlayalım hem de ülkemiz rahatlasın.