Yaz boyunca düğünlerin yapılması nedeniyle hep altın almak icap etti. Her seferinde, ya çok düşük fiyata ya da yüksek fiyata alındığı oldu. Hemen her hafta bir tanıdığın düğün, nişan ve sünnet merasimi olunca, mecburen en azından bir çeyrek altın almak gerekiyor.
Altın fiyatlarında sürekli bir değişkenlik söz konusu olduğu için, hemen her gün altın ile ilgili haberler gündemi meşgul ediyor. Hemen her dönemde sahte altın dedikodusu alır başını gider. Piyasadaki altınların % 20’sinin sahte olduğuyla ilgili çeşitli söylentiler yayılır. Küçük yatırımcı aldığı her altına şüphe gözüyle bakıyor. “Ya sahte altın alırsam, ya sahte altın bana satarlarsa..?” diye, hep bir korku içindedir.
Piyasada bu kadar sahte altın olduğu söylenilen bir ortamda, vatandaş sahte altınlardan ne kadar anlıyor?
Vatandaş altın alırken, sahte olmaması için nasıl bir kontrol mekanizması geliştirerek altın satın alıyor/alabiliyor?
Herkesin kendisine göre geliştirdiği ya da kulaktan duyma bilgilerle, çeşitli şekillerde deneme, anlama denetimini yapıyor.
“Sahte altın aldığınızda aldatılmamak için ne yaparsınız, nasıl anlarsınız?” gibisinden sorulara herkesin verdiği cevaplar farklı olabilmektedir.
Kimileri aldığım altını yere atarım, sesine göre sahte olup olmadığını anlarım,
Kimileri, altını alıp dişlerimle ısırırım, sağlamsa eğilir, değilse eğilmez,
Kimileri, altının üzerindeki Atatürk resmine bakar, ona göre alırım,
Kimileri, ben anlamam, ancak güvendiğim ve her zaman alışverişimi yaptığım, tanıdığım, bildiğim yerden alırım, diyor.
Öyle ki herkes aldığının sahte olup olmadığını, kendi belirlediği yöntemlerle anlamaya çalışıyor.
Altın basımı ve dağıtımında tek olan Darphane olduğuna göre, sair yerlerden çıkan altınlara pek rağbet etmemek gerekir. Hele Darphanenin grevde olduğu şu günlerde, Darphaneden çıkmış gibi satılan sahte altınlara çok: ama çok dikkat etmek gerekiyor. Denetim mekanizmasını yeterince işlemediği altın ve kuyumculuk sektöründe, sahte altınlarla karşılaşmak hayli olağan bir hale geldi. Altın alıcısı olanlar, sahte altını tam bilemediklerinden, piyasadaki mevcut sahte altınlar ancak yeterli denetim sayesinde ortaya çıkacaktır ya da gerçek anlamda vicdanî sorumluluk söz konusu olacaktır.
Nitekim yapılan düğün, nişan, sünnet merasimleri sonucunda, takılan takılar kontrol edildiğinde, acı gerçek ortaya çıkmaktadır. Kimin verdiği tespit edilemediğinden, haliyle takı takan herkes zan altında kalmaktadır.
ABD Merkez Bankası’nın en ufak bir hareketiyle yükselen ya da düşen altın piyasası, Suriye’ye müdahale haberleriyle altın son üç ayın yüksek seviyesine çıkmış görünüyor. Suriye’ye olası bir müdahaleyle daha da yükseleceği sinyalini veren altını özellikle küçük yatırımcı alırken,  hem fiyat olarak, hem de sahte olup olmadığıyla ilgili olarak çok dikkatli davranması gerekiyor. Yoksa güvenli liman olarak bildiğiniz piyasadan aldığınız altınlar elinizde kalabilir, denize açılmadan kıyıda batabilirsiniz.
 
Kerim Baydak