Kuran İkra-Oku diye başlıyor.

Allah Müslümanlardan okumalarını, öğrenmelerini, doğru ile yanlışı ayırmalarını, doğru olanı yapmalarını, yanlış olanı yapmamalarını istiyor.

Okumalarını, öğrenmelerini, başkalarının aklıyla hareket etmemelerini, kendi kararlarını kendilerinin vermelerini istiyor.

En mükemmel yaratığım insandır diyor.

İnsana göz verdim görsün.

Kulak verdim duysun.

Burun verdim koklasın.

Ağız verdim konuşsun.

Deri verdim dokunsun hissetsin.

Beyin verdim.

Gördüğünü, duyduğunu, kokladığını, konuşarak öğrendiğini, dokunarak hissettiğini beynine göndersin.

Beyninde tartışsın ve sorgulasın.

Doğru ile yanlışı ayırsın.

Doğru olanı yapsın.

Yanlış olanı yapmasın, diyor. 

Yani Kuran akıl ve bilim dinidir.

Bağımlılık kültürü ve öğretilmiş ezberlerle hareket etme dini değildir.

Kuran’da:

Allah’la aldatılmasına, dinin siyasete karıştırılmasına izin verilmemektedir.

Din kullanılarak çıkar ve güç sağlanmasına, izin verilmemektedir.

Müslümanlar arasında ayırım yapılmasına, izin verilmemektedir.

Kimin Müslüman, kimin Müslüman olmadığına karar verecek olan Allah’ın kendisidir denilmektedir.  

Kuran’a göre:

İnsanların Allah’la aldatılması,

İnsanların inanan inanmayan, dindar ve dinsiz diye ayrıştırılması,

Dinini siyasete karıştırılması,

Din kullanılarak çıkar ve güç elde edilmesi,

Hesabı verilemeyecek büyük bir günah ve suçtur. 

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni, aklı ve bilimi temel alarak kurdu.

Cumhuriyetin kurumlarını aklın ve bilimin öngörüsünde inşa etti.

Din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı.

Dinin siyasete karıştırılmasına son verdi.

Allah’la aldatılarak, din kullanılarak siyaset yapılmasına, çıkar ve güç sağlanmasına izin vermedi.

Türk halkına aklı ve bilimi miras bıraktı.

Türk halkından, okumasını, aklıyla hareket etmesini, araştırarak, sorarak sorgulayarak, doğru olanı yapmasını, yanlış olanı yapmamasını istedi.

Türkiye Cumhuriyeti, akla ve bilime dayanan kuruluş ilkeleri sayesinde kalkındı, gelişti.

Sözü dinlenen, sözüne itibar edilen, saygı duyulan bir ülke oldu.

Dünyada saygın ve onurlu yerini aldı.

AKP 2002’de iktidar oldu. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’liler, İlk günden başlayarak Müslüman partisi olduklarını söylemeye başladılar.  

Dini siyasete karıştırdılar.

Allah’la aldatmaya başladılar.  

Dini kullanarak çıkar ve güç sağlamaya başladılar.

İnsanları inanlar inanmayanlar, Müslümanlar Müslüman olmayanlar diye ayırmaya başladılar.

Ortaya bilgi ve belge koymadan, kendileri gibi düşünmeyenleri, Müslüman olmamakla suçlamaya başladılar.

Bu suçlamalarına devam ediyorlar.