Öylesine akıl ve zekâ kavramlarıyla meşgul ki zihnim bunu destekleyen inançlarla doludur söylemlerim. Bunlardan biri de ‘ aklın yolu birdir’ söylemiyle can bulur. Bu, benim aklımın bulduğu yoldur doğru olan dayatmasına götürür beni. Sonra da ‘pazara akıl aramaya gidip yine kendi aklını satın alan adamım öyküsü’ ile pekiştiririm. Eskiden bunu daha ateşli savunurdum. Şimdilerde biraz daha yumuşak, esneterek ve hatta bazen antitezini savunarak öyle ya da böyle ilişkimizi devam ettiriyorum. Sağlık Olsun.

Aklın yoluna sığınmamın belirgin nedenlerinden biri sülalemde çok sık dillendiren ve öcüyle korkutulur gibi korkutulduğumuz şu söylem :”Bak ha, aklına mukayyet ol! Zira deliye gülerler, ölüye ağlarlar.” Yani öl, geber ama kendine güldürme mesajı çok net.

Benim de ne yazık ki bazen yaşamımı yönetilemez hale getiren korkularımdan biri de delirme korkusu. Hele ki öfke anlarında aklımdan geçen delilikleri düşününce gerçekleştirme potansiyelime tanık olmak oldukça ürkütücü.

Bunlardan biri, cinsiyet üzerinden yapılan ayrımcılık örneği. Kılık kıyafet üzerinden hissettiğim baskı bazen çekilmez oluyor. Hele ki bir kadın olarak gördüğüm ya da gördüğümüz tehdit ve tacizlerin nedeninin kılık kıyafete bağlanması öyle canımı yakıyor ki... Böyle anlarda çırılçıplak kendimi dışarı atasım geliyor ve bunu dillendiriyorum. Şu an bunu iptal ediyorum. Fakat bu tür yapılan eylemleri de yargılamıyorum yine yalnızca bugün için. Neye göre kime göre soruları böyle anlarda çok işime yarıyor.

Yeri gelmişken elimdeki kitaptan bir Aristoteles alıntısı aktarmak istiyorum. Zaten alıntı olduğu için kitabı ve yazarını belirtmiyorum.

“Aristoteles, akılcı ruhun kritik işlevlerinden birinin duyguların gerçek dünyaya zekice uygulanmasını sağlamak olduğunu savunuyordu.”Herkes kızgın olabilir- bu kolay” diye yazar Aristoteles. Fakat hak eden kişiye, hak ettiği kadar, doğru zamanda, doğru amaçlarla ve doğru tarzda kızmak, işte bu kolay değildir. Bu biraz düşünmeyi gerektirir.”

Uygulanabilirliğini sorguladığım ve bir yandan da olabilirliğini arzuladığım bir alan alıntıda belirtilen. ”Keskin sirke küpüne zarar” atasözü de çok kullanılır bizim sülalede. O kadar öfkenin bastırılmasına dair eğitilmişizdir ki sülalenin kadınları olarak, bunu bir meziyet olarak algılarız hala.

Kendimden çıktım yola. Fakat yalnız olmadığımı biliyorum. Bunu bilmekte açıkçası şu an züğürt tesellisinden öte geçmiyor. Teşekkürler.