Mahremiyet nedir:

Kişinin kendisine ait olan bir şeyi başkalarından koruması, kişisel olan, özel olan, kişilerin yalnız başına kalabildikleri, istedikleri gibi düşünüp davranabildikleri, başkalarıyla hangi yer, zaman ve koşullarda ne ölçüde ilişki kurabilecekleri alanları ve bu alanlarda hangi haklara sahip oldukları anlamına gelmektedir.

Mahremiyetin sınırları toplumdan topluma ve aileden aileye değişebileceği gibi modernleşme sürecinde ve sosyal hayatta önem kazanan bu terim, zamanla hukuk tarafından mahremiyet hakkı şeklinde ifade edilmiştir.

Mahremiyet Eğitimi Nedir:

Genel olarak cinsel eğitimle karıştırılan bir kavram olan “Mahremiyet Eğitimi” şahsın kendisinin ve diğer insanların özel durumlarının ve özel alanlarının farkına varması, kendi özel alanını her yerde koruması, başkalarının özel alanlarına ve özel durumlarına saygılı olması, kendisi ve sosyal çevresi arasında sınırlar belirlemesi; çocuğun ruhsal ve cinsel gelişimi için verilen eğitimin adıdır. Bu eğitim anne, baba ve diğer aile büyüklerince verilir. Bu eğitim bebeklikten itibaren başlayan bir eğitim olarak algılanmalıdır.

  1. Bebeklik Döneminde Mahremiyet Eğitimi:

Yeni doğan bebek belli bir yaşa kadar kendisini koruyamadığından ondan bir şey beklenemez. Ancak çok küçük yaştan itibaren mahremiyet bilincinin kazandırılması ailenin en önemli görevlerindendir. Çocuğun bakımından, beslenmesinden ve büyütülmesinden sorumlu olan aile onu severken bazı hususlarda sınırlara riayet etmelidir. Örneğin bebeğin dudağından öpmemeli, sevme amacıyla bebeğin cinsel organlarına dokunmamalıdır.

Çocuklar çevresindekileri ve aile bireylerini görerek, gözetleyerek ve onları taklit ederek davranış öğrenirler. Bu bakımdan nasıl bir çocuk yetiştirilmek isteniyorsa ona göre davranılmalıdır. Çocuk anne ve babasını kadın veya erkek olarak değil, anne ve baba olarak görür; görmesi gerekir.

Mümkünse çocuğun özel bir odası olmalı; değilse ortak kullanılan bir alanda ona ait bir bölüm bulunmalıdır. Böylece o bölümün kendisine ait olduğu bilinciyle aidiyet duygusu kazanmış olur.

Çocuklara yaşlarına göre iki yaşından itibaren sorumluluklar verildiği ve öz bakım becerileri kazandırıldığı takdirde onlarda sorumluluk bilinci oluşmaya başlayacak ve yabancıların onların mahremiyet alanına girmemesi hususunda bilinçlenmeye başlayacaktır.

  1. Okul Öncesinde Mahremiyet Eğitimi:

Okul öncesi dönem mahremiyet eğitimi bakımından çocuğun özgüveninin geliştirilmesi gereken önemli bir dönemdir. Bu dönemden itibaren öz güvenleri gelişmeyen çocuk her denileni yapmaya kendilerini mecbur hissettiğinden mahremiyeti ihlal edildiğinde kendini koruyamayabilir. Bu nedenle ailede çocuğun kendisini ifade etmesine, duygularını ve fikirlerini çekinmeden açıklamasına belli bir disiplin içerisinde fırsat verilmelidir.

Okul öncesi dönemi çocuğun sosyal çevresiyle ilişkilerinin arttığı ve başkalarıyla iletişim imkânlarının oluştuğu bir dönem olduğu için çocuğun mahremiyet sınırlarının ve vücut dokunulmazlığının kendisine iyiden iyiye kavratılması gerekmektedir ki bu da ailenin görevidir. Bilhassa toplu taşıma araçlarında başkalarının çocuklarla birebir temasına izin verilmemeli, başkasının kucağına oturtulmamalıdır. Ev dışına çıkıldığında çocuk başkasıyla tuvalete gönderilmemelidir.

Ancak her dokunmanın da art niyetli olabileceği düşünülmemeli, çocuğa özel bölgelere dokunmanın mahremiyet ihlali olduğu kavratılmalıdır. Önemli olan burada çocuğun bu konuda bilinçli olması ve gerektiğinde kendisini koruyabilmesi veya hayır diyebilmesinin kavratılmasıdır. Çocuk bunu kavrarken başkalarının da mahremiyetlerine saygılı olmayı öğrenecek ve ona göre davranacaktır.

Mahremiyet eğitimi verilirken herhangi bir ihlalle karşılaştığında kimlerden yardım isteyebileceği de öğretilmelidir.

  1. İlköğretim Çağında Mahremiyet Eğitimi:

Ailedeki mahremiyet eğitimi ile beraber ilkokuldaki ders ve değerler eğitimi programlarında konuyu destekleyecek faaliyetler bulunmaktadır. Bununla beraber aileye düşen ilkokul çağında çocuğa mahremiyeti sınırları ile ilgili hayır diyebilmeyi, kendini korumayı, sorumluluklarını bilmeyi çocuğa kavratmak ve benimsetmektir. Bununla beraber çocuğun başkalarının mahremiyet sınırlarına saygı duyması da ailece kazandırılması gereken bir davranıştır.

Ayrıca aile, okul dışında çocuklarının kimlerle ve nasıl arkadaşlıklar kurduğunu bilmesi gerekmektedir. Çocuklara kişisel bilgilerin sosyal medyada paylaşılmaması gerektiği, bununla mahremiyet sınırlarının aşılabileceği anlatılmalı ve benimsetilmelidir.

Yukarda da anlatıldığı gibi çocuk bazen yalnız kalmak isteyecek, duygusal olarak kendi iç dünyasıyla muhasebe yapmak ve düşünce geliştirmek isteyebilir. Ailenin bu konuda anlayışlı olması, hatta buna imkân hazırlaması ve destek vermesi gerekmektedir.

Küçük yaşlardan itibaren kız ve erkek çocukların imkânlar ölçüsünde odalarının ayrı olması, hiç değilse ayrı mekânlarda yatırılması mahremiyet açısından son derece önemlidir.

  1. Ortaöğretim Çağında Mahremiyet Eğitimi:

Çocuğun ortaöğretimdeki çağı ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak çok kritik bir çağdır. Bu dönemde kimlik karmaşasıyla beraber ailede çatışmaların olabileceği bilinmelidir. Öz güvenlerini bu dönemde pekiştirebilecekleri gibi kaybetme tehlikesi de vardır. Mahremiyet bilincinin en yüksek derecede kavranması gereken bir dönemdir. Cinsiyeti ile ilgili fiziksel ve duygusal gelişimi en üst seviyeye yakın olduğundan aile tarafından çocuğun mahremiyet alanı ihlal edilmemeli, kendisi de aile bireylerinin mahremiyet alanına saygı göstermelidir.

Çocuğa güvenle yaklaşmalı ve çocuk ebeveynine güvenmelidir. Mahremiyeti ile ilgili olarak anne veya baba veya her ikisi arkadaş ilişkisi içerisinde olduğu takdirde çocuk birçok sıkıntıyı onlarla paylaşarak bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatacaktır.

Ortaöğretim çağındaki çocuğa empati duygusu telkin edildiği takdirde karşı cinse olan ilgi ve davranışlarını kontrol edebilir. Karşı cinse karşı göstereceği davranışın aile bireylerinden birine başkalarının göstermesi halinde hoşuna gidip gitmeyeceği ve ne tepki vereceğini düşündüğü takdirde olumlu ve mantıklı davranışta bulunacaktır.

Ayrıca aile, çocuğa yargılayıcı ve suçlayıcı bir yaklaşımda bulunursa çocuk kendini savunmak için ya yalan söyleyecek veya ailesiyle çatışmacı bir davranışta bulunacaktır. Suçlamak ve yargılamak yerine anlayarak, güvenerek ve güven vererek onu dinlemeli ve yardımcı olmalıdır. Hatta ona bazı sorumluluklar vererek özgüveni geliştirilmeli, kendisiyle ilgili doğru kararlar almasında desteklenmelidir.

Bu dönemde bedensel ve cinsel gelişim ve değişimlerle ile ilgili bilgiler, gerekirse aile doktoru tarafından çocuğa verdirilebilir. Sınır eğitimi, kendini, mahremiyet sınırlarını koruma, başkalarının mahremiyet sınırlarına saygılı olma, mahremiyetlerinin ihlali durumunda kimlerden yardım isteyebilecekleri konusunda eğitilmelidirler.