Bir gün bir milletvekili ile karşılaşırsanız onun ve bugüne kadar Adıyaman’a vekil olanların ADIYAMAN için ne yaptıklarını sorun. Muhtemelen yedi düvelin kendileriyle uğraştığını dünya ile mücadele ettiklerini söyleyeceklerdir. Adıyaman’da neden yatırım yapılmıyor cebimdeki para günden güne neden eriyor diye sorun. Hafif gülerek yol yaptık diyeceklerdir. Cebinizdeki ödenmesi gereken faturaları senetleri gösterin gücüm yok deyin hepsini çözeceğiz hele bir oy verin de gerisi kolay deyip belki de sarılacaklardır. Ey Adıyamanlı cebimizdekileri bir yoklayalım mı ?
Adıyaman’dasınız ve pazara çıktınız. Muhtemelen ırgatlıktan tarımdan yada hayvancılıktan kazandığınız bir kaç kuruşunuz var. Pazara giderken cebinde sıkı sıkı tuttuğun o yüz lira var ya kazandığın günden bu yana cebinden hokus pokuslandı ve sen pazarda bunu anca farkedeceksin. Önceden o yüz lira ile belki taşıyamayacak kadar poşetle zar zor dönerdin eve şimdi ise hepsinden azar azar aldıklarını tek poşetle kolayca eve doğru gidersin. Ne diyor ekonomomizah bakanımız rahat olun boşverin az poşet, az emek. Çok şey alıp yerseniz dolar yükselebilir az yiyin sizde!
Hayvanın mı var? Bak verdiği sütü içemezsin içersen yemini almak için birazda cebinden katkı yaparsın. Çifti misin buğday mı ektin öyle bir fiyat verirler ki biçerdöver geldiğinde biçilen buğday değil cebindeki son umutlarındır. Pamuk mu ektin ? Kim bilir kaç kez su verirsin. Pamuğu sattığında gelen su faturası yüreğine cebine ateşler salar. Zar zor ödersin. Bitti mi tabi ki hayır! Gübresi ilacı mazotunu ödemek için traktörünü hayvanını satarsın. Bak burda destek diye sana bir çiçek atıldığında hemen alıp koklama o cebine konan faredir. Tarlanı delik deşik eden fare değil, umudunu kemirecek olan faredir. Sorsana niye ürünüme emeğime yüksek fiyat vermiyorsun da sonradan destek oluyorsun! Destek olmakla biat ettireceksin değil mi ?
Adıyaman’da yaşıyorsan dünyada cehenneme atılmış sayılabilirsin. Günahkar olduğun için değil, korkma! Senin için ayrılan paralarla ne park yapıldı ne kaldırımlar nede alt yapı. Rahat edebileceğin nefes alabileceğin bir yer mi ararsın arama yok öyle bir yer. Bak hastalanırsan seni tedavi edecek imkanlar yok onu düşün ona göre hasta olmamaya bak. İlla hasta olacağım dersen de gittin hastahaneye yapabileceğin tek şey kendini sevk ettirmek. Elini cebine at yüz lirayı sıkı sıkı tut. Yine başaramadın ! Bak hem sen değer kaybettin hemde paran. Bul şimdi önce bir araba çevre illerinden birine git tedavi ol. Söyledik sana kardeşim hasta olma. Sevk ettiler mi ödül olsun sana Öbür tarafa rapor edilmediğine dua et!
Her Adıyamanlı vekil Nasrettin hocanın fıkrasıdır. Nasreddin hoca çatıdan düşünce koşup "ne oldu?" diye sormuşlar. Hoca da "valla bilmiyorum, ben de yeni geldim," demiş. Bak Adıyamanlı nerdeyse on beş yıldır hep aynı tercihle oy kullandın. Geriye dön bak Adıyaman’a ne geldi. Her seçim zamanında turist gibi gezen vekiller sana boş hayal satmaktan başka ne getirdi. Cebindekilerden oldun, biat ettin yetmedi. Her sene yeni umutlarla çatıdan düşüyorsun kalkıyor düşmemiş gibi davranıyorsun. Yol mu geldi Adıyaman’a? Evet yol gelmiş yeterli olmasa da. Peki kardeşim sorsana yol gelmiş ama benim ne arabam var de ne de yürüyecek takatim diye. Alın terinle kazandığını mazot satarak cebinden abrada kadabra yapıp uçurmasınlar. İyisi mi evinde otur elini cebine at yüz lirayı sıkı sıkı tut. Bak SEÇİM BEY uyandı uykusundan. Gelip yanına iktidara yeni gelmiş gibi umut satacak. Sor bir zahmet tanışıyor muyuz diye? Ben yeni geldim derlerse elini cebine at OYUNU sıkı sıkı tut. Bulamadın mı demekki yıllardır oyunu düşürmüşsün! Sen önce OYUNU gör. Bir oyun var ne tezgahlar dönüyor etrafında!
Bir köşe de yada bir gölgede oturduğunda neden dinlenmiş olmazsın biliyor musun? Kafan rahat değil. Her gün içinde taşıdığın gelecek kaygısıyla boğuşuyorsun. Bir emekçi kahvesinde bekliyorsun inşaat sahibini. Gelirse şayet sabahtan akşama kadar kuma çimentoya kürek sallarsın. Cebinde sıkı sıkı tuttuğun yüz liraya elli lira daha ekledin mi senden mutlusu yok. Sana kanaat etmeyi öğrettiler çünkü. Çocuğuna istediklerini alamadığında yutkunursun belki. Aman boşver diye öğrettiler sana, es geçersin. Gelecek kaygısı değildir senin acın, içinde bulunduğun anda cehennemi yaşıyorsun. Ülke gelirinin büyük bir kısmı yüzde onun elinde biliyorsun değil mi. Sabahtan akşama kadar çalışıp kazandığın o elli lirayı varya yüzde onun gelirine ekleyip nüfusa bölüyorlar. Senin de gelirin arttı bak. Çöp kenarında ekmek arayanlardan sor memleketin halini. Pazarlardan arta kalan çürümüş sebze meyve toplayanlardan sor memleketin halini. Sana kula şükretmeyi öğrettikleri için suskunsun. Emeğinin karşılığını aldığında korkarlar senden. Düşünsene ey Adıyamanlı hiç bir şeye muhtaç değilsin. Ne diye senden oy isteyecekler bir düşün! Karnın tok kafan rahat gelecek kaygın da yok. Hani takla at demişti bakanın biri beni sevdiğini kanıtla demişti bir garibana. Şunu bil sen düşünerek hareket edersen vekiller takla atar.
Sen yardım edilmiş olmayı kendin için hakaret olarak algılamadığın sürece anayasadaki sosyal adalet ve hukuk ilkeleriyle bütünleşip kendine değer vermediğin sürece sana kim ne fayda verebilir Adıyamanlı? Haklarını bilirsen emeğinin karşılığını söke söke alırsan karnın doyar. Yakında bir Ramazan paketi gelecek evine. Hiç düşündün mü neden birileri senin için alışveriş yapar. Neden cebindeki yüz lira onları alacak güçte değildir. Neden kendin gidip ihtiyacın olanı kendin almazsın. Bil istiyorum kardeşim senin değerin yok. Öyle bir insansın ki ihtiyacını bile kendin alacak yeterlilikte değilsin. Sen yardım edilmiş olmayı bu kadar istedikçe önünden oltalar eksik olmaz hiçbir zaman!
Ey Adıyamanlı vazgeç bu sefer kula şükretmekten, biat etmekten! Nazırlı ellerinle tokat at sömürüye, talana.. Nasrettin hoca gibi “ben yeni geldim” dediklerinde sende ölü taklidi yap çoktan öldü o aradığın kişi de bu sefer! SEÇİM BEY kibardır naziktir kanma, sert ve kararlı dur düşürme oyunu ayağa. Unutma ey Adıyamanlı, sen düşünmeye başladığında takla atar seçim bey! Hangi partiye oy veriyorsan ver yeter ki hizmet edecek Adıyaman’a sahip çıkacak yeni yüzlere ihtiyacımız olduğunu unutma! UNUTMA ADIYAMAN’I BİR TEK “SEN” KURTARABİLİRSİN!
DİPNOT:
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Şehir' de dolaşıyorlarmış.
 
Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken, otobüs şoförün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş.
 
Çiftçi koşarak gelmiş, gece kurda kusa yem olmasınlar diye cesetleri gömmeye başlamış.

Ertesi sabah, Kent' in emniyet Müdürlüğünden bir Komiser; soruşturma için çiftliğe gelmiş.

Çiftçiye sormuş:

-"Otobüsteki bütün politikacıları gömdün demek...Hepsi de ölüydü, eminsin değil mi?"

Çiftçi cevap vermiş:
-"Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz....Nasıl yalan söylerler!"
BİR NÜKTE:
Meydanlarda gürler, büyük alkış alır, fakat oylar sayılınca hep muhalefette kalan Osman Bölükbaşı, dinleyicilerine hep yakınırdı: ‘‘Sizin harmanınız büyük de, taneniz çıkmıyor… Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman’ı (Allah’ı) alkışlarsınız, sandık başına gidince şeytana sarılırsınız.’’