Sosyal Hizmet Uzmanı İbrahim Halil Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, yaz tatili sonrasında  okulların açılması ile tatil rehavetinden tekrar disiplinli bir hayata geçişin birçok öğrenci ve ailenin bu duruma uyum sağlamakta zorlandığını kaydetti.

Bu zor sürecin daha kolay ve çabuk atlatılmasının ebeveynlerin elinde olduğunu belirten Aydın, şöyle devam etti:

"Birçok çocuk için okul, tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşacağı, uyulması gereken kuralları ve başarılması gereken görevleri ile dolu yepyeni bir sosyal çevredir. Buna bağlı olarak da bu süreçte her yeni duruma uyum sağlarken hissedilebilen güvensizlik ve belirsizlik duygularıyla, yaşanması doğal olabilen bir takım sorunlar karşımıza çıkabilmektedir.  Çocuğun okula gitmeye hazır olması kadar, ailenin de bu duruma hazır olması gerekir. Ailelerin bu noktada dikkat etmesi gerekenler; Okula başlamadan önce, çocukla okul hakkında konuşun. Okulda yapacağı faaliyetleri anlatmak, birlikte okul alışverişi yapmak farkındalık kazanması açısından önemlidir. Bu paylaşım onu okula hazırlayacak, severek aldığı malzemeleri kullanmak için motivasyonunu sağlayacaktır."

-"OKULUN İLK GÜNÜ TELAŞ YAPMAYIN"

Aydın, çocukların okula başlamadan önce, uyku düzenini sağlanması gerektiğini vurgulayarak, "Çocuğunuz, sabah uykusunu iyi almalıdır. Genellikle yaz aylarında uyku saatleri esnek olmaktadır fakat okul zamanı sabah kalkılması gereken saat belli olduğu için okullar açılmadan yatma ve kalkma saatinin okula uygun olarak düzenlenmesi faydalı olacaktır. Okulun ilk günü telaş yapmayın. Ailece sakin bir kahvaltı yapılıp okul için rahatça hazırlanılabilecek zaman ayarlayın. Çanta ve kıyafet hazırlığının akşamdan birlikte yapılması da sabah telaşına engel olacaktır. Rutin belirleyin. Okula bırakma ve okuldan alma saatlerinde bir rutin yakalanıp, bu rutine bağlı kalınmalıdır. İlk günlerde çocuğa destek olun. Rahat, kararlı ve tutarlı olun. Çocuğun okulda rahat bir uyum süreci geçirmesi ve burada mutlu olabilmesi için öncelikle anne ve babanın bu konuda rahat, kararlı ve tutarlı davranması gerekmektedir."şeklinde ifade etti.

Ailenin güven verici tutum sergilemesini tavsiye eden Aydın, şunları ifade etti:

"Vedalaşmalar gerekli açıklamalar yapılarak kısa süreli tutulmalıdır ve duygusal sahnelerden kaçınılması gerekmektedir. Ayrılıkların doğal olduğunun ve ayrıldıktan sonra tekrar bir araya gelineceğinin hissettirilmesi önemlidir. Çocuğunuza 'görüşmek üzere', 'ben gidiyorum' gibi açıklamalar olmaksızın kaçar gibi gidilmesi, çocuğunuza kendisini kaybolmuş ve bırakılmış hissettirecektir. Çocuğunuzu anladığınızı ona hissettirin. Çocuğunuz ağlıyor, sizi bırakmak istemiyor ise 'ağlamak ne kadar ayıp, sakın ağlama, büyüdün sen artık, büyük çocuklar ağlamaz' gibi çocuğun davranışlarını kabul etmediğinizi belirten cümleler kullanılmamalıdır. Okulda olmak istemediğinden dolayı onu suçlamadan, korkusu ve gözyaşlarıyla alay etmeden, anlaşıldığı hissettirilmelidir."

-"ÇOCUĞUNUZU OKUL VE ÖĞRETMENLERLE TEHDİT ETMEYİN"

İbrahim Halil Aydın, okulun tehdit aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulayarak, "Çocuğunuzu okul ve öğretmenlerle tehdit etmeyin. Evde yaptırılamayan şeyler için 'şunu yapmazsan seni öğretmenine söylerim' gibi cümleler söylenerek okulun tehdit aracı olarak kullanılmaması gerekmektedir. Bu tutum çocuğun öğretmeninden korkmasına sebep olacağı gibi anne-baba otoritesini de sarsan bir yaklaşımdır. Çocuğunuz onu takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu hissetmelidir. Çocuğunuzun okula devamını sağlayın. Önemli bir hastalık veya sorunu olmadığı sürece çocuğun okula devam etmesi, yani alışma sürecinde uzun ayrılık dönemlerinin olmaması, sürecin kesintisiz ilerlemesini sağlamaktadır."

-"OKULA VE ÖĞRETMENE GÜVENİN"

Aydın, "Okula ve öğretmene güvenin. Okula ve öğretmenlerine duyulan güven çocuğa da hissettirilmelidir. Çocukları okul ortamında en iyi gözlemleyen kişinin öğretmenlerdir, onların uyarılarının dikkate alınmalıdır. Öğretmenleriyle irtibat hâlinde olunmalıdır. Öğretmenlerden öğrencilerin dersteki motivasyonu, arkadaş ilişkileri hakkında bilgiler alınmalıdır. Öğretmeninden müfredat ve eğitim sistemi hakkında da bilgiler alınmalı, değişiklikleri yakından takip etmeliyiz."dedi.

Çocukların okula uyum süresi en fazla 4-6 hafta sürebileceğine değinen Aydın, şunları ifade etti:

"Okul açıldı diye çocuğunuzun yapmaktan keyif aldığı şeyleri yasaklamayın. Özellikle oyuncaklarını dolaplara kaldırmayın. Güzel bir planlama ile hem derslerine hem de keyifli faaliyetlere vakti kalmasını sağlayın. Hem sosyal hem de zihinsel gelişmelerinde büyük rol oynamaktadır. Çocuğunuzun okula uyum süresi en fazla 4-6 hafta sürebilir. Daha fazla sürmesi durumunda uzman kişilerden destek alın. Son olarak en önemlisi özellikle ortaokul ve liselerde sosyal sorunlar gittikçe artmaktadır. Bu sosyal sorunların üstesinden gelmenin en etkili yöntemi çocuklarınızla vakit geçirmek.

-"ÇOCUKLARINIZLA VAKİT GEÇİRMEYİ İHMAL ETMEYİNİZ"

Çocuklarınızla vakit geçirmeyi ihmal etmeyiniz. Okul onlar için hem bilgi edindikleri hem de sosyalleştikleri bir ortam. Her akşam gününün nasıl geçtiğini sorun. Yaşadığı iyi ve kötü olayları anlatmasını isteyin. Bu hem sizinle anılarını paylaşmasını sağlayacak, hem de ailesi tarafından önemsendiğini fark ettirecektir. Ve bu şekilde risk taşıyan sosyal sorunların üstesinden gelmiş olacaksınız ve çocukların ders motivasyonu yükselerek başarı oranı artacaktır. Ailelere ve öğrencilere başarılı ve sağlıklı bir eğitim-öğretim yılı diliyorum."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha