18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinin 106. Yıldönümü etkinlikleri, şehitlik ziyaretindeki tören sonrası Valilik Konferans Salonunda devam etti.

Burada düzenlenen programa Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, Cumhuriyet Başsavcısı Bozan Çevik, İl Jandarma Komutanı Albay Bilgihan Yeşilyurt, İl Emniyet Müdürü İbrahim Ergüder, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Derneği Şube Başkanı Hacı Erdengi, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Başkanı Ahmet Okutan, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti başkanları, askeri erkân, şehit yakınları, Kıbrıs Gazileri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Program, Çanakkale şehitleri ve tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 106. Yıldönümü anma programında, öğrenciler tarafından Çanakkale ruhunu yansıtan duygu yüklü şiirler okundu.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği (TÜMŞAD) Adıyaman Şube Başkanı Hacı Erdengi yaptı. Başkan Erdengi “Bugün Çanakkale destanının 106. Yıldönümü aynı zamanda Malazgirt’te, Kosova’da, Yemen’de, Niğbolu’da, Galiçya’da Kafkasya, Sarıkamış, Çanakkale, Kocatepe, Kore, Kıbrıs, Irak ve Gara’da şehit olanların günüdür. Şehitlerimiz binlerce yıldan beri Türkiye’nin milli varlığını sürdürmek, vatan, millet, istiklal, insanlık ve barış ülküsü uğruna canlarını seve seve feda ettiler” dedi.

Törende konuşan Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar ise, “Türk milletinin gurur kaynağı, muzaffer tarihinin mümtaz sayfalarından biri olan ve 106. yıl dönümünü kutladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferi, milletimizin birlik ve beraberlik uğruna tüm varlığını ortaya koyduğu unutulmaz bir destandır” ifadelerini kullandı.

Vali Çuhadar konuşmasının devamında “Bugün ölümsüzlük şerbeti içenlerin, ’vatan sağ olsun’ diyerek Allah’a kavuştukları gündür. Bu gün Bilecik istasyonunda ciğerparesini koklayarak askere uğurlayan annenin oğluna son nasihat olarak “oğlum babanı Dimetoka’da, dayını Şibka’da ağabeylerini Çanakkale’de kaybettim. Sen benim son yongamsın” diyerek uğurlayan aziz şehit ana ve babalarının, babasını göremeden büyüyen yavruların, kocasının yollarını hala gözleyen ve için için her an ağlayan eşlerin, kardeşlerin, dostların gurur günüdür. Çanakkale’yi Çanakkale yapan, cepheye gönderdiği oğluna “ya şehit ol, ya gazi” demek suretiyle, vatanın her bir karış toprağını evladının canından üstün tutan Türk analarıdır” dedi.

Çanakkale’nin unutulmaz bir desten olduğunu ve tüysüz yiğitlerin evlerinden çıkıp, şehit olmaya koştuğu, kurşunların havada çarpışarak 1 metre kareye 6 bin merminin düştüğü bir yer olduğunu vurgulayan Vali Mahmut Çuhadar, “Çanakkale, baba, oğul ve torun olacak yaşta üç neslin yan yana yattığı topraktır. Çanakkale’yi, Çanakkale yapan gelenler değil! Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan bu asil ruhtur. Bu öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut, inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir. Hak batılı parçalamıştır. Özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Esaretin zincirleri kırılmıştır. Şairin ifadesiyle, Çanakkale, Bedrin aslanlarının kükrediği ateşten bir imtihan ve kınalı kuzuların gül bahçesine girercesine şahadete atıldığı bir yerdir. Çanakkale, 57. Piyade Alayının madalyasını alacak yiğidin kalmadığı, hepsinin şehit olduğu ve bir hilal uğruna 250 bin güneşin battığı yerdir. Çanakkale öyle bir destandır ki, gözler hâlâ onunla yaşarmakta, yürekler onunla ürpermekte, düşünceler onunla yücelmekte, bu gün meydana gelmiş gibi canlıdır. Unutulmamıştır. Unutulamaz da. Çünkü o, anaların gözyaşı, milletimizin onur ve şerefini koruma sevdası, Mehmetçiğin canı ve kanıdır. Çanakkale ruhu, bizim inanç değerlerimizle yoğrulan milli ruhumuzdur. Kur’an seslerinin, Çanakkale Boğazı’nın yamaçlarında, Gelibolu’nun bayırlarında bir kanlı savaşın nakaratı olduğunu görebilenler ancak o ruhu anlayabilir. Çanakkale Zaferi; sadece bir ırkın, bir etnik kökenin ya da bir kavmin zaferi değildir. Çanakkale, Türkiye Cumhuriyetinin önsözü ve 780 bin Km2’lik vatan toprağı içinde kardeşliğimizin kanla yazıldığı bir yerdir. Bu büyük zaferde İstanbul’un, İzmir’in katkısı ne kadarsa Diyarbakır’ın, Erzurum’un, Edirne’nin de o kadardır. Bu muhteşem zafer karşısında Bursa, Trabzon, Çanakkale ne kadar iftihar ediyorsa Samsun, Van ve Adıyaman da o kadar iftihar etmektedir. Bugün yüzümüzde, gözümüzde ve gönlümüzde bir aydınlık hissediyorsak o kanların ışığıdır. Onun için bugün, bu güzel ülkemizde mutlu ve mesut yaşarken bizim gül hatırımız için kimlerin en güzel yerinde türküsünü kesip sustuğunu düşünmeliyiz. Çanakkale Zaferi, sadece geçmişimizin bir aziz hatırası olarak değil, geleceğe yürüyüşümüzün en güçlü ilham kaynaklarından biri olarak da milletimizin hissiyatında son derece önemli bir yere sahiptir. Bugün bizlere düşen, gönül birlikteliğini perçinlemek, millet olarak bin yıldır vatan yaptığımız bu topraklarda, ortak ülkü ve hedeflerimiz doğrultusunda modern, çağdaş bir demokrasi olma yolunda hızla ilerleyen cumhuriyetimizi, her türlü küçük kişisel hesapları bir yana bırakarak, küçük farklılıkların değil büyük ideallerin peşinden giderek büyütmektir” şeklinde konuştu.

Tören sonrası, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 106. Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan imzası ile gönderilen Devlet Övünç Madalyası ve Beraatı, Şehit Uzman Çavuş Ayhan Yanık ve Şehit Uzman Çavuş Mesut Çelik’in ailesine Vali Mahmut Çuhadar tarafından takdim edildi.
Kaynak: iha