Vizyon Buluşmalarının ev sahipliğini Ankara Şube Başkanı Hüseyin Duran yaptı. Daha önce Tıp fakültesi ve Hukuk Fakültelerinde okuyan öğrencileri tecrübeli isimlerle bir araya getiren Adıyamanlılar Vakfı Ankara Şubesi, son programında Mühendislik ve Fen  Edebiyat Fakültelerinde okuyan öğrencileri, alanında uzman isimlerle bir araya getirildi.

Vakfın tarihi Hamamönü semtinde bulunan binasında gerçekleştirilen programa, Adıyamanlılar Vakfı Genel Başkanı Ömer Özkartal, Ankara Şubesi Başkanı Hüseyin Duran, ASKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmet Emre, Gazeteci-Moderatör Serkan Bayam ve Mülki İdare Amiri Osman Beyazyıldız katıldı.

  Programın açılış konuşmasını yapan Adıyamanlılar Vakfı Ankara Şube Başkanı Hüseyin Duran, “Vizyon buluşmaları”nin nitelikli öğrenci yetiştirme projesi olduğunu söyledi.

Yetkin insanları öğrencilerle bir araya getirerek onlarla tanışmasını, gelecekleri hakkında karar alırken nasıl bir yol almak gerektiğini öğrenmelerini sağladıklarını belirten Duran, ”İyi örnekler başarıya ulaşmamızda bize rehberlik edecektir. Zaten bir başarı gösterip Ankara’da üniversite okumaya hak kazanan öğrencilerimizin Ankara’nın imkânlarından da yararlanmalarını istiyoruz.” dedi.

  Adıyamanlılar Vakfı Genel Başkanı Ömer Özkartal ise sadece burs vererek değil, öğrencilerin gelişimlerine katkı bulunmak için de vakıf olarak nitelikli projelere imza atmaya devam edeceklerini söyledi.

EMRE: ÇALIŞMAK DEMEK ÖNCE İŞİN FELSEFESİNİ VE MANTIĞINI BİLMEK DEMEKTİR

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. İsmet Emre ise, şu ifadeleri kullandı:

“Bilgiye duyulan ihtiyaç mesleğe duyulan ihtiyaçla yer değiştirmiş gibi. Tanzimat'ı yargılıyoruz çünkü Batı ile ilk entelektüel iletişimi onlar kurdu ve Türkiye'ye tüketimi getirdiler. Tanzimat'ı aşılayan, tüketimi özendiren kışkırtıcı politikadır. Fabrikasyona ve teknolojiye geçişte ve bunların kullanımında bilinç oluşturma öncelikli hedefimiz olmalı. ‘Ne olacağımdan evvel ‘Kim olacağım’ sorusunun yanıtını bulup karakterimize uygun olana karar verdikten sonra yönümüzü o şekilde tayin edip, kendimizi güçlendirmemizin en isabetli seçim olacağı kanaatindeyim.  Çalışmak demek önce işin felsefesini ve mantığını bilmek demektir. Daha sonrasında ise o mesleğin diğer mesleklerle transferini, ilişkisini öğrenmek lazım. Bunları yaparken de mutlaka günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürlük planlarımızı yapmamız gerekir. Bunları yaptığımız takdirde hem daha mutlu hem de daha başarılı oluruz.”

KINACI: ÇAĞI YAKALAYABİLMEK İÇİN İNGİLİZCEYE HAKİM OLMALIYIZ

ASKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı da, öğrencilerin kendilerini iyi yetiştirmelerinin önemine vurgu yaptı.

“Dünyayı takip edebilmek, çağı yakalayabilmek ve gelişmeleri yorumlayıp ileriye dönük kararlar verebilmemiz için öncelikle kabul görmüş bir lisana, İngilizceye hakim olmalıyız.” diyen Kınacı şöyle devam etti:

“İngilizceyi kendiniz bilirseniz kendi yorumunuzu katar, kendi belleğinizdeki şemaya oturtur ve öyle anlarsınız ama başkalarının çevirisinden okursanız onun size aktardıklarını ve yorumunu okumuş olursunuz. Dolayısıyla Mühendislerin Temel Mühendislik derslerine ve yabancı dile azami önem göstermesi gerekmektedir.  Bunun için de çekinmenize, korkmanıza gerek yok. Kendinize güvenin. Kendinize güvendiğiniz takdirde bu işi başarırsınız. Sizler, iş arayan değil aranan insan olmalısınız. Burada iki husus önemli. Birincisi yukarıda saydıklarım, ikincisi de sabır. Sabretmek ve pes etmeden gayret etmek ‘aranan insan’ olmanızın en büyük sacayaklarıdır. Çalışmadan, emek göstermeden kısa sürede bir yere çıkarsanız, aynı hızda belki daha kısa bir sürede oradan inersiniz. Genç yaşta çok yüksek yerlere gelmek hedefiniz olmamalı. Adım adım en yüksek yere gelmek hem daha önemli hem de burada daha kalıcı olursunuz. Bir de şu hususu unutmamak gerek meslek önemli değildir, önemli olan o meslekte en iyisi olmaktır. Bunun için de popüler mesleklere değil köklü mesleklere yönelmek önemlidir. Kendi ülkemizin problemlerini çözmeye yönelik alanlarda çalışmamız gerekiyor. Doktoralarımızı, uzmanlıklarımızı bu alanlarda yapmamız gerekiyor. Burada küçük detaylarda boğulmamak gerekiyor. ‘Uzaya giden kişi katı atıkları nasıl yok edecek’ diye düşünüp onların problemlerine çözüm bulmak yerine, kendi ülkemizdeki çöplere odaklanıp onları ‘nasıl temizler, nasıl geri dönüştürürüz ’ün cevaplarını bulmak önemli. Son olarak şunu söyleyebilirim; Hızla gelişen ve dönüşen Dünya’da Teknolojinin büyüsüne kapılmamak ve ona takılı kalmamak lazım. Teknolojinin modası olmaz! Hayatımızda temel gereksinimlere çözüm getirebiliyorsak ve asgari düzeyde bile olsa teknolojiyi kullanabiliyorsak bu yeterlidir. Daha fazlasını yapmak elbette önemli, bunu yaparken de teknolojinin kurbanı değil onun efendisi olmak lazım.”

BEYAZYILDIZ: İŞİNİZİ SEVİN VE BUNU EN İYİ ŞEKİLDE YAPIN

Mülki İdare Amiri Osman Beyazyıldız da, öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Beyazyıldız,”Gençlerimize şunu tavsiye edebilirim; İlla bir yerde üst düzeyde idari görevde olmak şart değil önemli olan kişinin mesleğini iyi yapması ve iyi bilmesidir. Bir Türkçe öğretmenin çocukların kaderini nasıl değiştirdiğini gördüm. Dolayısıyla mümkünse mutlaka sevdiğiniz işi yapın ama bu mümkün değilse hiç olmasa işinizi sevin ve bunu en iyi şekilde yapın. Bunu yaptığınız zaman birçok şeyi değiştirdiğinizi kendiniz de fark edeceksiniz. Çünkü iş sevdaya dayanır. İşte o zaman insan hem mutlu olur hem de geçimini kazançlı bir şekilde sürdürür. Özellikle ‘teknik mühendislik’te olan arkadaşlarımın İngilizceyi çok iyi bilmesi gerekiyor, hatta ben bunu bir basamak ileriye taşımak istiyorum ve buna ek olarak Almanca’ya da hâkim olması lazım.”

BAYAM: NE YAPARSANIZ YAPIN BÜYÜK DÜŞÜNEREK YAPIN

Gazeteci Serkan Bayam, öğrencilere “büyük düşünme” tavsiyesinde bulundu. Bayam,”Her ne yaparsak yapalım iyisini yapma düsturunu hayatımızın tamamına tatbik etmeliyiz. Ne yaparsanız yapın büyük düşünerek yapın. Büyük düşünen, büyük işler yapar küçük düşünen küçük işler yapar. Hedefinizi, hayallerinizi daima yüksek tutun. İnsanlara ve çevrenize karşı da elinizden geleni yapın ve insanlar ile iyi ilişkiler kurun. Karşınızdaki insan size aynı şekilde cevap vermiyorsa da bu onların sorunu olur.” şeklinde konuştu.

Program sonunda Prof. İsmet Emre son çıkan “Turuncu Hüzünler” kitabını imzalayarak programa katkıda bulunanlara hediye etti.

Program çiğköfte ikramı ile son buldu.

Editör: Adıyaman Haber