Hızla değişen ve büyüyen dünyada gelişen teknolojinin de getirdiği ortamlar sınırları ortadan kaldırmakta, pazarı daraltıp pazar payını azaltarak rekabet ortamını kızıştırmaktadır. Böylesi bir yarışta yer edinmek, edindiği yeri korumak ve hatta daha ileriye götürebilmek için yoğun bir rekabet ortamında mücadele eden şehirler, yeni arayışlar, yeni kulvarlar ve yeni çıkış noktaları bulmanın sancısını çekmektedirler.

Tanıtım Günleri” denilen organizasyonlar da bu çıkış noktalarından biri sayılabilir.

Kendini aşmaya, kendini bulmaya ve çemberini kırmaya mecbur ve mahkûm bir Adıyaman için de aynı sancıdan söz edilebilir.

Çok uzun yıllardır bu sancıdan kurtulmanın, en azından sancıyı azaltmanın yollarını arayan Adıyaman için bu anlamda yapılanların, yapılmak istenenlerin neler olduğu ortada olduğu gibi bunların geri dönüşleri de kamuoyunun malumudur. Kimseyi sorgulama, eleştirme ya da kırma derdinde değiliz. Derdi Adıyaman olanın böyle bir lüksü de hakkı da olmamalı.

Ancak ortada bir sancı varsa ve bu sancı herkesçe, özellikle de hissetmesi gerekenlerce hissedilmiyorsa bunun ifade edilmesi, en azından bir şekilde işmar edilmesi memlekete karşı bir vazifedir. “Tanırım Günleri” diye organize edilen etkinlikleri de bu sancıları azaltmanın çabası olarak görmek istiyorum.

İstanbul Yenikapı’da yapılan etkinliklerin son ikisine aktif olarak katılma dolayısıyla gözlem yapabilme fırsatı buldum. Konu ile alakalı tespit ve önerilerimi bundan iki yıl önce yani son etkinlikten sonra yazdığım yazıda özet olarak arz etmiştim. Yeni bir tanıtım günleri sürecinin başladığını duyunca hafızaları tazelemek adına bunlara ekleme de yaparak bir kez daha paylaşmak istedim.

Aralık ayı zoraki bir tercih mi yoksa bilinçli mi seçildi bilemiyorum ama bu ayda yapılacak olması elbette ciddi bir dezavantaj olacak ve organizasyona ilgi ve alakayı olumsuz etkileyecektir. Buna rağmen yapılacak olması gerekli tedbirlerin düşünüldüğü izlenimini vermektedir. İnşallah korkulan olmaz ve beklenen başarıya ulaşılır.

Etkinliğin önceki yıllarda yapılanların tecrübesi ışığında planlanıp uygulanması “daha iyi, daha güzel” olmasında önemlidir. Yazıyı ve sözü daha fazla uzatmamak adına iki yıl önce yazdığım önerilerin bir kısmını konuya katkı sunmak adına paylaşayım:

Neyi?”, “Ne ile?”, “Nasıl?”, “Kimlere?” ve “Kimlerle?” sorularına verilecek makul, mantıklı ve objektif cevapların hedefe ulaşmada ya da beklentilerin karşılanması noktasında çok önemli olduğu etkinliklerde, aynı zamanda hemşehriler açısından gurbet-sıla ilişkisinin de mutlaka doğru konumlandırılması gerekmektedir.

En önemlisi ister ortak akıl isterse kolektif anlayış deyin o şehrin sivil ve resmi kurum ve kuruluşları ile birlikte girişilmeyen böylesi etkinliklerin amaçlanan hedefe ulaşması elbette zordur.

Bunların hepsinden önce gönüllülük ve samimiyet esastır. Zoraki, kerhen ya da dostlar pazarda görsün misali yapılanlar bizim buraların sözü ile ya karın ağrıtır ya da baş.

Satış yapılan stantlar konusunda şu vazgeçilmezimiz olmalıdır. Orada görücüye çıkan ve satışa sunulan gıdaların mutlaka bir denetim ve gözetim altında olması gerekir. Katılan esnaflar iyi seçilmelidir. Adıyaman’dan gidecek esnaflar desteklenmelidir.

Müzik en etkin değerlerimizdendir. Orada sahne alan söyleyicilerden çalanlara kadar iyi seçilmeli, hatır gönül işi değil, kalite ve işini en iyi yapanlar gözetilmelidir.

Kurum ve kuruluşlar arası koordinasyon konusunda en yetkili kurumun kontrolünde planlamasından gerçekleşmesine kadar ve hatta bittikten sonraki toparlanma da kontrollü ve düzenli olmalıdır.

Her sene bir öncekinin devamı ve bir sonrakinin başı olacağı gerçeği ile hareket edilmeli hatta kurumsallaşmalıdır. Bir ofis, bir büro ya da bir ekip zamanı geldiğinde bu işle özel ilgilenmelidir.

Kişilerin değil şehrin ve şehre ait ürün ve eserlerin pazarlanması esas olmalıdır.

Son yapılan etkinlikte şehrimizin en önemli manevi değeri olan Hz. Safvan b. Muattal’a yeterince yer verilmemesi önemli bir eksiklikti. Bazı tarihi yapıları tanıtalım derken alakasız fotoğrafların kullanılması da ciddi bir eksiklikti. Etkinliği organize edecek firmanın ya da ekibin çok iyi etüt edilmesi bu bakımdan önemli.

Böylesi etkinliklerde hemşehrilerin görüşme ve tanışması elbette önemli. Hatta sıla ve gurbet bağlarının arttırılarak sağlanması, köprülerinin sağlamlaştırılması üzerinde özellikle durulmalı. Gurbetteki hemşehrilerimizin bir yüzünün Adıyaman’a çevrilmesi, bunun da sürekli ve verimli hale getirilmesi şehrimize çok şey katacaktır.

Aslında bu etkinliklerin artık “hemşehri görüşme ve tanışma günleri” olmaktan öteye götürülmesinin ve “ulusal” çapta bir tanıtım ve reklam çalışmasına dönüştürülmesinin zamanı da gelmiş olmalı. Bu bağlamda hem İstanbul’un önemli ve insan hareketliliğinin yoğun olduğu bölgelerin uygun yerlerinde organizasyonun tanıtım ve davet görselleri yer almalı hem de ülkemizin diğer büyük şehirlerinde Adıyaman’ın tarihi, kültürel ve doğa/l güzelliklerinin görselleri aynı şekilde kullanılmalı. Tanıtım günleri bunlar için fırsat bilinmeli.

Organize edenler neyi hedefliyor, beklentileri neler, nasıl bir planlama düşünüyorlar, imkânları nasıl bilemiyorum. Belki çerçeveyi ve beklentiyi biraz büyüttüm ama bunların (ki dahası var, o da başka yazıya) Adıyaman’ın tanınıp bilinmesine çok önemli katkı sağlayacağına inanıyorum.

Neler yapılacaksa da içerisinde farklı ve fark ettirici şeyler mutlaka olmalıdır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın davet edilmesi çok önemli ama katılım sağlaması çok ama çok daha önemli. Bu anlamda girişim ve gayretler arttırılmalı derim.

Son bir şey; Bu ve benzeri etkinliklerde “Olduğu kadar” değil de “Olması gerektiği kadar” anlayış ve gayreti noktasında şartları zorlamak gerekir.

Etkinliğin ev sahipliğini üstlenen ADIFED başta olmak üzere bu konuda samimi gayret içerisinde olanlara gönülden teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Memleketimiz adına iyi ve hayırlı olur inşallah.