2. Basamak sağlık kuruluşu olarak Adıyaman Devlet Hastanesi ve 82. Yıl Devlet Hastanesi vardı. İki hastanenin baştabipleri arasında saman altında da olsa(!) “tatlı bir hizmet rekabeti” vardı. Bu rekabetten yararlanan ise vatandaştı. Üniversite Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmadığından dışarıya bolca sevk yapılıyordu.

Yeni üniversite hastanesi kuruldu. Dışarıya sevkler büyük oranda azaldı. Sevindik. Lakin sevincimiz kursağımızda kaldı. Kısa süre sonra üniversite adeta “Ey Sağlık Bakanlığı, koca hastaneyi tek başıma yönetemem, senin deneyimin benden fazla, gel sen yönet. Ama kâğıt üzerinde “Ortak kullanım” diyelim” dedi. İşte bundan sonra sağlıkta her şey allak bullak oldu. 2. Basamak, 3. Basamak derken “çorba basamak(!)” doğdu. Önceki tatlı rekabet ise, yerini tekelciliğe bıraktı. Önceki iki hastane kapatılınca doktor ve yatak sayıları birazcık artsa da hekimin bir hastaya ayırdığı “dakikacık” aynı kaldı. “Burunlarından kıl aldırmayan”, sırtını liyakate değil siyasete dayamış bazı yöneticiler yüzünden cihazları çalıştıracak doktorlar, akademisyenler gelmedi, getirilemedi. Her şey yalnızca makam “mührü” ile yaptırılmak istendi. Hatır-gönül “mührü” ise kör kuyuya düştü(!) 

Ömrünü sağlık hizmetlerinde geçirmiş AK Partili başarılı ve deneyimli bir yönetici uzman hekim, Adıyaman’daki sağlık hizmetleri konusunda şöyle diyor: “Doğrusu bakanlık ta, her şeye müdahale eden bu siyasi yapıdan bıkmış, bile bile ses çıkarmıyor. Sağlıkta 2006’nın gerisine gidiyoruz. Kardeş/yandaş yöneticilerdeki ısrar maalesef işi bu noktaya getirmiştir. Onca yıllık eski binalarda bile verilen hizmet kalitesi bu gün modern binalarda verilenlerden daha nitelikli idi. Adıyaman sağlığına ümitvar değilim. “

Hastane demişken bazı tespitlerimi de paylaşayım. Geçenlerde bir rahatsızlığım nedeniyle Merkezi Hekim Randevu Sistemi(MHRS)’nden, tercih ettiğim hekime muayene olmak için randevu tarih ve saatinde yeni hastaneye gittiğimde söz konusu hekimin o gün yeni hastanede değil de, 82. Yıl Devlet Hastanesinde(EK-1) poliklinik hizmeti verdiğini bildirdiler. Gerçi yerine yönlendirildiğim diğer hekim Yrd. Doç. Dr. Hacı Polat tarafından, sağ olsunlar titiz bir muayeneden geçirildim ama rahatsızlığının evveliyatı olan bir hasta olsaydım hekimimi bulmak için ya gerisin geriye 82.’nci yıla gitmem, ya da tekrar başka bir gün gelmem gerekecekti. Şahsımın böyle bir ihtiyacının olmaması demek diğer hastaların da ihtiyacının olmaması veya olamayacağı anlamına gelemezdi. Bu rastlantı internet sitesindeki bilgilerin “gününde-saatinde” güncellenmesinin önem ve zorunluluğunun ortaya koyuyordu.

    Hastane katlarının merdiven başlarında asansör, şikâyet kutusu, bebek emzirme odası, mescit, bay ve bayan tuvaletleri, ara koridordaki Çocuk Cerrahi ve Üroloji Polikliniklerinde yönlendirme levhaları da yoktu. Bir hasta ile sekreterin konuşmalarına kulak misafiri olduğumda ise yetersizliğinden olacak ki, ultrason için 2-3 ay sonrasına randevu verilerek bekletildiğini, parası olanların ise özel hastanelerde  “düdüğü anında çalabildiğini” öğrendim.

Ziyaret ettiğim yatan bir hasta yakınıma temizlik, yemek ve genel bakım açısından memnun musunuz diye sorduğumda çok memnun olduklarını söyledi. 

Hijyen, hastanelerde mi, yoksa bir petrol ofisi istasyonunda mı daha önemlidir diye sorulsa sanırım cevapların tamamına yakını “hastane” olur. Ancak, Adıyaman Küçük Sanayi Sitesi karşısındaki Opet Bayii Ertemler Petrol’de tuvalet kapısını, musluklarını açmak, klozet kapağı kılıfını değiştirmek için el değdirmeden sensörlü sistem devreye giriyor. “5 yıldızlı otel gibi”

Hastanede ise değil sensörlü sistemi, klozet kapağı kılıfını dahi göremedim. Bu anlamda “5 yıldızlı” tanımının hastaneden önce Ertemler Petrol’e verilmesi gerektiğine inandım.

O halde gelin arada bir soralım kendimize; “Sahi Adıyaman, sağlıkta nereye koşuyor?”

Mustafa Işıldak 

0532-422 95 28 [email protected]