Çağımız bilgi çağıdır.

Kafasında projeleri, arkasında başarıları olan,

Bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma, bilgiyi yönetme ve bilgiyi örgütleme yetenek ve becerisine sahip nitelikli insan gücüne dayalı yönetim çağıdır.

Sorunlara çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla, ortak akla, bilgi ve projeye dayalı çözüm üretme çağıdır.

Bilgi çağının ve bilgi toplumunun işleyiş ilkelerine uygun olarak seçimlerde, kafasında projeleri, arkasında başarıları olan, bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma, bilgiyi örgütleme ve yönetme yetenek ve becerisine sahip olan,

Siyaseti kendisi için değil ülke ve halk için yapan, kişilerin milletvekili, belediye başkanı, belediye meclisi ve il genel meclisi üyesi, il ve ilçe başkanı seçen, yönetime getiren toplumlar ve ülkeler, iyi yönetiliyorlar. Başarılı oluyorlar.

Gelişiyorlar, kalkınıyorlar ve zenginleşiyorlar.

Toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlarını çözüyorlar.

Ülke ve toplum barış ve huzura kavuşuyor.

Üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu tarihi ve kültürel zenginliklerine, yer altı ve yer üstü varlıklarına, genç ve dinamik nitelikli insan gücü potansiyeline rağmen Adıyaman gelişememiş, zenginleşememiş ve geri kalmış bir ildir.

Adıyaman gelişmesi, kalkınması ve zenginleşmesi, aş ve iş sorununun çözülebilmesi için Adıyaman halkının seçimlerde, siyasal tercihini yaparken ve oyunu kullanırken:

1- Kafasında Adıyaman’ın toplumsal, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarının çözümüne yönelik projeleri, arkasında başarıları, olan.

2- Adıyaman halkını tanıyan, sorunlarını bilen,

3- Siyaseti kendisi için, kendisini ve çevresini zenginleştirmek için değil, Adıyaman ve Adıyaman halkını için yapacak, Adıyaman’ı ve Adıyaman halkını zenginleştirmek için yapacak olan kişileri milletvekili, belediye başkanı, belediye meclisi ve il genel meclisi üyesi seçmesi gerekiyor.

4- Adıyaman’ın gelişmesi, kalkınması, zenginleşmesi, toplumsal, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarının çözülebilmesi, aş ve iş sorunun çözülebilmesi için bu bir gereklilik ve zorunluluktur.

Aksi halde Adıyaman, üzerine oturduğu coğrafyasının kendisine sunduğu fırsatlarına rağmen kalkınamaz, gelişemez ve zenginleşemez. Gerilemeye ve yoksullaşmaya devam eder.