6 HAZİRAN!
Yıllardır dilimin döndüğü kadar toplumsal sorunları anlatır ve kaleme alırım. 
 Toplumsal sorunlar benim için  hep birinci  önceliğim olmuştur. Toplumun acılarını, sancılarını anlatmak , varsa  çare olabilmek beni her zaman duyarlı olmaya sevk etmiştir. Aslında   kendimi anlatmayı pek sevmem Ama bugün bu kuralı çiğneyeceğim.  
 Her Haziranın altısında bir başka hüzünlenirim, bir başka içim acır.
Neden 6 Haziran?
Çünkü ben altı  Haziran'da sevdiklerinden ayrılmanın ne demek olduğunu anladım.  Çünkü ben o gün bakıp, büyüttüğüm , emek verdiğim, canımdan bir parça olan   O' nu hiç görmeyeceğimi 6 Haziran' da anladım. Bir çocuğun uçurtmasını artık uçuramamanın ne demek olduğunu, bisikletini artık sürememenin ne demek olduğunu o gün anladım. Anne, baba sevgisinden sonra en büyük sevginin çocuk sevgisi olduğunu o gün anladım. O gündür çocukları bir başka severim. Yüreğim tüm çocuklar için bir başka çarpar. Sağ iken birbirimize sıkı sıkı sarılmanın önemini 6 Haziran' da anladım.
Başka çocuklar Trafik kazasında ölmesin diye mücadele etmem gerektiğini o gün anladım.
Trafik Canavarının ne kadar acımasız olduğunu o gün anladım. Makalelerimde Trafik Canavarı olmayın dedim!
 Trafik Can Almaya Devam Ediyor diye sayısızca yazı yazdım.  O gün Trafik cezalarının caydırıcı olması gerektiğini anlattım. 
Okulun son gününe kadar idarecilerin, nöbetçi öğretmenlerin daha dikkatli olması gerektiğini o gün anlamıştım. 
 Günlerden 6 Haziran ve yıl 2002
Okulların kapanmasına iki hafta kalmıştı. Okulun başarılı öğrencisinin karnesini kendisi değil günler sonra bir başkasının getireceğini hiç hayal etmemiştim.  O büyüyecek, koşacak, oynayacak  diye hayal etmiştim. Biz anne ve babaların en büyük isteği çocuklarının büyüdüğünü görmek, onları gelecekte başarılı, sağlıklı olduğunu görmekdir. Bazen onları ne kadar esirgesek de dışımızda gelişen olaylara karşı koruyamıyoruz. Evet, 6 Haziran ve Sabahın erken saatleri. O günün ağırlığını hiç unutamam.  5. Sınıfta olan oğlum Necdet' in   sınıf arkadaşı koşarak bana doğru geldi, Fatma teyze korkma Necdet okulun duvarından atladı sadece kolu kırıldı dedi.  Oysa beni korkutmamak için böyle demişti. O gün oğlumun  okulun kapısında Trafik kazası geçirdiğini hemen sonra öğrendik. Bir annenin evlat acısını o gün görmüştüm. Ve bu acının tarifsiz olduğunu o gün anlamıştım. Bugün ülkemde yaşanan onca acı var. Hiç bir annenin yüreği yanmasın, Allah herkesin çocuklarını bağışlasın. Sevgi paylaşıldıkça çoğalır, acı paylaşıldıkça hafiflermiş. Yıllar geçmiş olsada bazı acılar hep tazeliğini korur. Dedim ya 6 Haziran bir başka acıtır içimi. Rahmetli oğlumun anısına, sevgiyle...06.06. 2017