Selanik’te Atatürk’ün evi olarak bilinen bir eve yapılan bombalı saldırı bahanesiyle 6 ve 7 Eylül 1955 tarihlerinde, İstanbul, Ankara ve diğer bazı kentlerde gayrimüslim yurttaşların evleri ve işyerlerine saldırılar düzenlenerek yağmalanmıştır.

“Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskı yapan Mithat Perin'in sahibi, Gökşin Sipahioğlu'nun yazı işleri müdürü olduğu İstanbul Ekspres gazetesi genelde tirajı 20.000 civarında olduğu halde 6 Eylül'de 290.000 basmış ve o dönemde kurulmuş olan “Kıbrıs Türk’tür Derneği” üyelerince bütün İstanbul'da dağıtılarak halk galeyana getirilmiş, kışkırtmalarla Rum vatandaşlar hedef gösterilmiştir. Olayların önüne geçilmesi sıkıyönetim ilanı ve sert tedbirlerle mümkün olabilmiştir.

6-7 Eylül olaylarını bastırmaya çalışan tanklar

Bu dernekle beraber diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, bazı resmi ve gayrı resmî makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirilmiştir.

Giderek büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya, Yedikule ve Beyoğlu'na geçerek gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmalamışlardır.

Olaylarda 3584’ü Rum yurttaşlarımıza ait olmak üzere 5538 taşınmaz, 73 kilise, 1 havra, 8 ayazma, 2 manastır tahrip edilmiş, 3 kişi ölmüş, 30 kişi de yaralanmıştır.

Bu saldırıdan sonra gayrimüslim ve özellikle Rum yurttaşlar arasında ciddi bir korku ve tedirginlik baş göstermiş, İstanbullu Rumların birçoğu Yunanistan’a göçmek zorunda kalmışlardır. Gayrimüslim yurttaşlarımız arasında dışlanmışlık duyguları daha da artmıştır.

Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba attığı iddia edilen ve 1992-1993 yıllarında Nevşerhir valisi olan Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgiler öğrencisi Oktay Engin, daha sonra gıyabında mahkûm edilmiştir.

                Provakatif gazete ve manşet

Esasen bu olaylar o zaman iktidarda bulunan Adnan Menderes Hükümetini yıpratmak üzere Özel Harp Dairesince kurulan bir tezgâhtı. Nitekim Sonradan yakalanan bir Türk konsolosluk yetkilisi, bombayı olayları kışkırtmak için MAH (Milli Emniyet Hizmetleri) adına kurguladıklarını itiraf etti ancak Türk basını bunu görmezden gelerek bombanın Yunanlılar tarafından atıldığını iddia etti.[1]

Kıbrıs Türktür Cemiyeti Başkanı Hikmet Bil ve üyeleri cezaevine girdi. Ama "Ya bizi serbest bırakırsınız ya da biz bazı şeyleri ifşa ederiz" deyince serbest bırakıldılar. Olaylar halkın üzerine kaldı. Çünkü mahkemede, "Türk milleti galeyana geldi, olayları gerçekleştirdi" denildi. Kimse ceza almadı. Olaylar Yassıada’da yargılanan Menderes ve hükümet üyeleri üzerine yıkıldı.  Menderes, defalarca MAH yani MİT Başkanı'nın mahkemeye çağrılmasını istediyse de hep reddedildi. Böylece bu olaylara sebep olanlar açıklanmadı.

 

[1] "Uluslararası Hukuk Işığında 6-7 Eylül 1955 İstanbul Pogromu" Soykırım Çalışmaları ve Önleme: Uluslararası Bir Dergi: Cilt. 2: Sayı. 2: