Hiç kuşkusuz yakın tarihimizin en acı günlerinden birisidir 2016 yılının 15 Temmuzu. Hem de menfur darbe girişiminde 249 şehidimizin toprağa düştüğü buruk acılı bir günü…

TBMM tarafından yayınlanan “Gazi Meclis’te O Gece” adlı büyük boy lüks kâğıda basılı resimli 704 sayfa kitabı Ankara’da elime alınca o gece meclise gelen çeşitli partilere mensup 79 milletvekili ile yapılan röportajlar içerisinde ilk okuduğum, milletvekillerimiz İbrahim Halil Fırat ve Adnan Boynukara’ya ait bölümler oldu.

Önsözünü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kaleme aldığı kitabın 464-466’ncı sayfalarında yer alan İbrahim Halil Fırat; ”Hain darbe girişimi esnasında evdeydim. Danışmanım (deneyimli danışmanı İsmet Öztürk) beni aradı, hemen televizyonu açtım ve darbe girişimini ondan öğrendim. “Bu bir namus davasıdır” deyip, “gel hemen meclise gideceğiz” dedim. Küçük kızım o an hastaydı, 40 derece ateşler içindeydi. Eşim ve çocuklarımla helalleşerek meclise geldim. Vatanımız için ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız, düşüncesiyle AK Parti grubuna gittim. TBMM başkanımız Sayın İsmail Kahraman başkanlığında genel kurulu açmaya, milletin meclisini ve kürsüsünü korumaya karar verdik.(…) Karşımızda millete düşman, milli iradeye düşman bir örgüt var. Hem de milletin tankı, helikopteri ve savaş uçaklarıyla milletin meclisini, milletin kendisini bombalıyor. Ama onlar bu milletin gerektiğinde birlik olarak destansı bir direniş göstereceğini hesap edemediler. Meclis bombalanırken de, genel kurul salonunda iken de biz ölmek için gelmiştik. Ama bir saniye bile ölüm korkusu yaşamadım.

İktidar milletvekili olarak, muhalefet milletvekilleri ile birlikte vatanımıza, milletimize, demokrasimize sahip çıkmanın mutluluğunu yaşıyorum. Vatan konusunda, milletvekilleri iktidar, muhalefet hepsi tek ses, tek vücut olması lazımdı, onu da başardık. Hepsine teşekkür ediyorum.

Mecliste iken dışarıdaki yakınlarımla telefonla irtibat kuruyordum. Hatta ailem meclise her bomba atıldığında beni arıyor, nasıl olduğumu soruyordu. Meclise bomba atılma esnasında danışmanım Rıdvan Doğan kolundan yaralanmıştı. Sabaha kadar mecliste yaralı halde beklemiş ve sabah ancak hastaneye sevk edilmişti.

TBMM, gazi meclisimiz İstiklal Mücadelesi döneminde kapanmamıştı, çalışmaya devam etmişti. Biz de bu gün İstiklal Mücadelemizi vererek çalışmamız lazımdı. Darbenin ilk anında evden çıkarken de bu duygularla yani İstiklal Mücadelemiz döneminde çalışan meclisimizin şimdi de çalışması gerektiğini düşünerek meclise gelmiştim.” diyor…

Milletvekili İbrahim Halil Fırat’ın 15 Temmuz’da yaşadıklarından yerimiz nispetinde aktaracağımız anekdotlar böyle…

Milletvekilimiz Adnan Boynukara’nın aynı kitaptaki röportajından pasajları ise yarın birlikte okuyacağız...