Yine bir 12 Eylül’ün yıl dönümündeyiz. Haliyle bir şeyler karalamak gerekiyor.

Üzerinden tam 41 yıl geçti..

Acı tatlı hatıraları, özlemleri, samimiyeti , fedakarlıkları, çilesi , ızdırabı ile tam 41 yıl..

O günlerden bu günlere....

41 yıl önce 41 yıl sonra “ÜLKÜCÜ HAREKET” derseniz;

Şimdiki gençlerimizin hepsi baş tacı, yanlış anlamasınlar ama ben 12 Eylül öncesi nesli “ALTIN NESİL” olarak değerlendiriyorum.

Yazık oldu o Altın Nesile..

Karanlık güç odaklarının Milletimizi Alevi-Sünni, Türk- Kürt , Sağcı - Solcu diye böldüğü;
Planlı provakasyonlar sonucu çıkarttığı kanlı olaylar sonucu , aynı silahlarla hem sağdan hem soldan o “ALTIN NESİL” Telef” oldu gitti.

Çok genç yaşlarda kimi şehit oldu, kimi sakat kaldı, kimi de cezaevlerinde çile çekerek en güzel yillarından oldu.

Hemen hemen hepsi ülkemizin en seçkin Üniversitelerinde okuyorlardı. Hepisinin bu Devlet, bu Büyük Millet ve bu Vatan içi büyük hayalleri , özlemleri vardı. Hayatlarının baharında bunları göremeden bu dünyadan göçüp gittiler.

12 Eylül İhtilali Gümbür gümbür gelen bir “Hareket”in önüne set oldu. En büyük darbeyi Ülkücüler yedi.

İşte bu nedenle diyoruz ki ; 12 Eylül “ÜLKÜCÜ HAREKET”in katilidir.

İşte bu nedenle “KARA EYLÜL” diyoruz.

Peki bu “ALTIN NESLİN” hayallerini gerçekleştirme görevi üzerlerinde olan günümüz idarecileri bu kutsal görevi layıkıyla yerine getiriyorlar mı acaba ?

Bu konunun muhasebesini de sizin takdirlerinize bırakıyorum.

“ÜLKÜCÜ HAREKET”in “Dün”ü mü “Bugün”ü mü derseniz ;

Ben hiç tereddütsüz “ Dün”ü diyorum.

12 Eylül şehitlerimizi rahmetle minnetle anıyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun inşallah.