Boynukara, yaptığı açıklamada, üzerinde yanlış bilgilerin servis edildiği, yanlış tartışmaların yürütüldüğü alanlardan birisinin de yargısal süreçler olduğunu ifade etti.

En kolay yapılan eleştirinin yargı ile yürütme arasında ilişki olduğuna ilişkin ifadeler olduğunu belirten Boynukara, "Bunun doğru olduğunu ve bilgiye dayandığını söylemek mümkün değil. Bunlar siyasi değerlendirmelerdir. Hatta buna ilişkin konuşma yapanların konuşma içeriklerine baktığımızda, konuşma bütünlüğü içinde dahi birbirini tekzip eden ifadelerin olduğunu görürsünüz. Soyut bir suçlama. Bu nedenle de hukuki değerlendirme olarak bakmak mümkün değil. Tutukluluk, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını yakından ilgilendirmesi nedeniyle hassas olunması gereken, üzerinde dikkatlice davranılması gereken bir koruma tedbiridir. Tutuklama nedenleri objektif olarak var olsa dahi, tutukluluk süresi, tutukluluk gibi konular önemle takip edilmelidir. Tutukluluğun zorlaştırılmasına ilişkin düzenlemeleri AK Parti hükümetleri Meclise getirdi ve yasallaştırdı. Başta ifade ettiğim siyasi ve siyaset suçlamalarının doğru olmadığını anlamak için bu konudaki bazı düzenlemeleri hatırlamakta fayda var. Bu ülkede adalet bakanları 2005 yılına kadar cumhuriyet savcılarına talimat verme yetkisine sahipti. Bu düzenlemeyi Meclis 2005 yılında AK Partinin önerisi üzerine kaldırdı. Uygulayıcıların, yargıçların tutuklama konusunda daha özenli olmaları için tutuklama kararlarının somut gerekçelere dayandırılmasına ilişkin yasal düzenlemeler yapıldı. Adli kontrol uygulamasının kapsamı genişletildi. Adli kontrol tedbirlerinin uygulanması bakımından süre sınırı kaldırıldı. Yani, tutuklama sebepleri varsa dahi hâkim isterse adli kontrol tedbirleriyle kişiyi tutuksuz yargılayabilir. Bu ve benzeri düzenlemeleri dikkate aldığımızda, Hükûmetin tutuksuz yargılama konusunda üzerine düşeni yaptığı açıkça görülür. Dolayısıyla, bunun dışındaki değerlendirmelerin tümü yargının işidir. Siyaset kurumu gerekli düzenlemeleri yapar, yargı da yapılan düzenlemeler doğrultusunda uygulama süreçlerini takip eder. Yargının yaptığı faaliyetlerden hareketle siyaset kurumunu eleştirmek doğru değildir. Bakın Sezgin Tanrıkulu “aynı binada bulunan iki ayrı mahkemenin iki ayrı karar verdiğini ifade etti.” Bu örnek dahi, yürütmenin bu işin ne kadar dışında olduğunun en somut göstergesidir" dedi.

- BUNLARI TAKİP ETMEK HEPİMİZİN GÖREVİ

Önergede gözaltı sürecinde kötü muamelelerin ve işkencenin olduğunun da iddia edildiğini aktaran Boynukara, şöyle devam etti:

"Buna ilişkin somut şikâyetler varsa bunları takip etmek hepimizin görevidir. Meclis İnsan Hakları Komisyonu bu tür çalışmaları yapıyor. Bunun dışında olan ne tür bir işkence söz konusuysa onu yargıya taşımak gerekir. Yargıya taşımadan, sadece siyasi bir malzeme olarak kullanmak isteniyorsa o farklı. Farklı ve kirli bir amaç var demektir. Bu doğru değil. Hepiniz hatırlarsınız, bundan birkaç gün önce, Ahmet Türk'le ilgili bir fotoğraf yayınlanmıştı. O fotoğraf üzerinden ciddi bir algı yürütüldü, Ahmet Türk'e yapılan muameleyle ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Ancak bunun doğru olmadığını Ahmet Türk kendisi ifade etti. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek açısından bu örneği hatırlatmak istedim. Asıl olan, doğru bilgiler üzerinden gerekli süreçleri işletmektir. Eğer birileri keyfî olarak kötü muamelede bulunuyorsa, yanlış işlerin içindeyse yapılması gereken şey yasal süreçleri işletmektir. Kime karşı yapılırsa yapılsın, bize düşen kötü muameleyle mücadele etmektir. Bu konuda bizim en ufak bir kaygımız, tereddüdümüz, çekincemiz yok. Devletin görevi yasayla, hukukla belirlenmiştir. Yargının yapacakları bellidir, siyasetin yapacağı bellidir. Uygulayıcılar ve kolluk, kendisine çizilen sınırların dışına çıkıyorsa ilgili kurumların onları sınırlara çekme mecburiyeti vardır. Bunun için de bilmek sahibi olmak gerekir.  Gayet açık yüreklilikle söylüyorum: Kime karşı yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın, yanlış uygulama, hukuksuz uygulama veya işkence söz konusuysa gündeme getirelim, hep birlikte takip edelim. Ama somut bilgiler, somut veriler ve somut bir biçimde ortaya koyalım. Yoksa soyut ve algı oluşturmaya ilişkin ifadelerle ve suçlamalarla hiçbir yere gidemeyiz"

Kaynak : PHA
Kaynak: pha