Saniyelerin, dakikaların ve saatlerin sayılı olduğu, bir takvim yaprağına sığdırdığımız kısacık zaman dilimi içerisinde, bitip tükenmeyeceğini düşündüğümüz enerjimizle bir amaç ve gaye uğruna, toplumun dirliği beraberliği ve düzeni adına, toplum mühendisleri tarafından nasıl şekillendirildiğimiz ortadadır. Bütün insanlar vaktini modern ilimlerin, kurtuluş, saadet ve bekanın zaruri şartı olarak kabul edildiği bir zamanda yaşıyorlar bu nedenledir ki hayatlarının büyük bir kısmını teferruat ve şekliyatı anlamak yolunda harcamaları o da eskilerin istediği gibi anlamak imkanına sahip olsalar bile bu durum tam anlamıyla makul değildir…!!!

       İnsan oğlunun üç temel unsuru beden, akıl ve mantık bir biriyle tam olarak uyum içerisinde olmalıdır. Aksi halde şekliyatın bir parçası olduğun gibi madde ve maddiyatın esiri ve kölesi olman kaçınılmazdır.

       Bilim ve teknolojik gelişmelerin hızla yaşandığı ve zamana karşı yarış atı gibi koştururcasına yaşadığımız günümüzde kendimize ne kadar zaman ayırabiliyoruz? İşte bu hakikati görmek için Sanat’a ihtiyacımız var, bilmek için değil bulmak için, duvarda asılı duran resmedilmiş bir tabloyu düşünün, bakma ve görme hali o kadar baskındır ki öylece dalıp gider ve hayallerinizin peşinden sürüklendiğinizi düşünürsünüz, aslında resmin tuvalinde resmedilmekte olan sizsinizdir. Yani bakan olduğunuz kadar bakılansınızdır tabi ki çerçevenin bittiği yerde resim de biter…!!!

       Zamanı iyi yönetmeliyiz, sabah erkenden kalkar kahvaltı etmeye bile fırsat bulamadan aceleyle giyinir ve koşturarak evden çıkarız, trafik çilesini atlattıktan sonra gün boyu sürecek iş stresi sarar her bir yanımızı, sonrası internet bağımlılığı ve beklenmedik telefon görüşmeleri derken günün sonunda kişisel işlerimiz bekler bizi akşam yemeği, çocukların ödevleri derken kendimize doğru dürüst vakit ayırmadan derin bir uyku dalarsınız, ertesi gün aynı film yeniden sahne alır ve kendimize bir türlü zaman ayırmak bir yana zaman darlığından yakınıp dururuz…!!!

       -Yapılacak işleri öncelik sırasına göre günlük, haftalık ve aylık olarak belirleyin;

      -İnternet, televizyon yada oyun oynayarak harcadığınız süreyi daha da kısaltın;

      -Aynı anda birkaç işle uğraşmak yerine öncelik sırasına göre tek bir işe yoğunlaşın;

      -Ne yapmak istediğinizi değil? Ne yapmak istemediğinizi belirleyip, işlerinizi sağlayacağı getirilere göre belirleyin;

      -Öğle arası kısa da olsa gözlerinizi dinlendirip, yada iş yeri dışına çıkıp kısa bir yürüyüş yapın;

      -Takıldığınız yerde işinizle inatlaşmayın, ara verip başka bir açıdan yeniden bakmayı deneyin;

        - Evdeki ufak tefek pürüzleri işyerine, iş yerindeki pürüzleri de evinize taşımayın;

        Boş zamanlarımızda neler yapabiliriz, bir bir sıralıyayım öyle çok şey var ki, spor yapmak, insanı zinde tutar, ailecek sinemaya gitmek, balık tutmak, müzik dinlemek, tiyatroya gitmek, müze gezisi yapmak, tarihi mekanları ve türbeleri ziyaret etmek, resim yapmak, ebru sanatı yapmak, kitap okumak, alışverişe çıkmak, yeni yemek tarifleri denemek, tasarım ve sunum konusunda internet de bolca araştırma yapmak, kelime oyunu oynamak, fantastik, korku, macera yada komedi filmler izlemek, uzun zamandır aramayı ihmal ettiğiniz dost-akrabayı ziyaret edip, hal hatır sormak, çocuklarınızla santranç yada puzzle oynamak, ailecek yada dostlarla güzelim doğada piknik yapmak, çiçek yetiştirmek, el becerisini arttırıcı olarak örgü örmek, kilim veya halı dokumak, oturup cüz okumak, salavat, ilmihal, meal yada tefsir okuyabilirsiniz, olmadı hayır murad ederek susabilirsiniz, o da olmadı Allah rızası için konuşursunuz v.s. şimdiden her şey gönlünüzce olsun vesselam…